15 Şubat 2011 Salı

Hırisriyan dininde kölelik

"Gal 3:28 Artık ne Yahudi ne Grek, ne köle ne özgür, ne erkek ne dişi ayrımı vardır. Hepiniz Mesih İsa'da birsiniz. " suresinde İncil kölelerden bahseder, ayet bütününe bakacak olursak galatyalılar kitabının 3. Bölümünde İbrahim’in yasasından yani Tevrat’tan eski ahid’ten bahseder. İsa’nın mirasçı olduğunu ve yeni ahid’e göre yeni yasa’nın geldiği ve artık herkezin İsa’ya iman ederek tanrı’nın oğulları olduğunu belirtir. Bu noktada inanan kitlesini tanımlar ve Tevrat’ı hükümsüz kılar, bilindiği gibi Tevrat’ta tanrı Yahudiler için vardır bu ayet ile tanrı sadece Yahudilerin ve özgür erkeklerin tanrısı olmaktan çıkarak tüm kavimlerin ve köle ile özgür’ün, kadınla erkeğin tanrısı olur.

‘’Luka 12:37 Efendileri geldiğinde uyanık bulunan kölelere ne mutlu! Size doğrusunu söyleyeyim, efendileri beline kuşağını bağlayacak, kölelerini sofraya oturtacak ve gelip onlara hizmet edecek.’’ Bu ayette tekrar dirilişine kadar uyanık ve hazır olması için öğrencilerine kıssalar anlatmaktadır İsa. ‘’ Luka 12:47 Efendisinin isteğini bilip de hazırlık yapmayan, onun isteğini yerine getirmeyen köle çok dayak yiyecek. ‘’ burada tekrar diriliş ve Dünya’nın sonu ile birlikte sorgu için hazırlık yapılmasından bahseder, özetle iteat etmeyi öğütler sonucunda ise herkezin özgür olacağını vaad eder. Kendisine inanmayan yada iteat etmeyenlerin cezalandırılacağını anlatır.

‘’ Luka 17:7-10 Hanginizin çift süren ya da çobanlık eden bir kölesi olur da, tarladan dönüşünde ona, “Çabuk gel, sofraya otur” der? Tersine ona, “Yemeğimi hazırla, kuşağını bağla ve ben yiyip içerken bana hizmet et. Ondan sonra da sen yiyip içersin” demez mi? Verdiği buyrukları yerine getirdi diye köleye teşekkür eder mi hiç? Siz de böylece, size verilen buyrukların hepsini yerine getirdikten sonra, “Biz değersiz kullarız; sadece yapmamız gerekeni yaptık” deyin.’’ Ayet açık ve net sanırım kıssada tanrının kölesi olarak İnsanların emirlere uyması gerektiği ve bunun için bir beklentilerinin olmaması gerektiği salık veriliyor. Kölenin tam iteatle efendisine bağlı kalması gerektiği ve efendininde köle üzerinde tam hakka sahip olduğuda betimlenmektedir.

Kısaca yeni ahid’te (İncilce) köleliği yasaklayan bir ayet yoktur. İncil’de bir çok yerde dönemin toplum yaşamında var olan köle ve özgür insan gerçeğinden bahsedilir, bu örnekleme üzerinden tanrıya koşulsuz iteat etmek ve inanmak öğretisi anlatılmak istenir. Tanrı’nın efendi ve inananların köle oldukları dikte edilirken dinsel terimle söylersek kulluk kavramı pekiştirilir. Keza meşhur kuzu benzetmeside dönemine ve İsa’nın bilgi düzeyine uygun bir kıssa ve örnektir konu için.

Tüm doğmatik dinlerin kitaplarında olduğu gibi İncil’de yasakladıklarını açıkça yazar. Döneminin dili ve kültürüne göre konuyu açıklarken, hitabet şeklini kullanırken, hitap ettiği kitlenin sınıf ve bilgi seviyesini unutmaz. Konuyu biraz daha açık hale getirmek için örnekler vermem gerek;

‘’Matta 5:27-32 Zina etme' denildiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, bir kadına şehvetle bakan her adam, zaten yüreğinde o kadınla zina etmiştir. Eğer sağ gözün seni günaha sokarsa, onu çıkar, at. Çünkü vücudunun bir üyesinin yok olması, tüm vücudunun cehenneme atılmasından iyidir. Eğer sağ elin seni günaha sokarsa, onu kes, at. Çünkü vücudunun bir üyesinin yok olması, tüm vücudunun cehenneme gitmesinden iyidir. Kim karısını boşarsa ona boş kâğıdını versin' denilmiştir. Ama ben size diyorum ki, karısını cinsel ahlaksızlıktan başka bir nedenle boşayan her adam, onu zinaya itmiş olur. Boşanmış bir kadınla evlenen de zina etmiş olur.’’ Eski ahid’te tanrı her şekilde boşanmaya izin verirken yeni ahid’te İsa sadece zina halinde boşanmaya izin vererek eski yasayı iptal eder, zina dışındaki boşanmayı yasaklar.

‘’Matta 5:38-42 Göze göz, dişe diş' denildiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, kötüye karşı direnmeyin. Sağ yanağınıza bir tokat atana öbür yanağınızı da çevirin. Size karşı davacı olup mintanınızı almak isteyene abanızı da verin. Sizi bin adım yol yürümeye zorlayanla iki bin adım yürüyün. Sizden bir şey dileyene verin, sizden ödünç isteyeni geri çevirmeyin.’’ Eski Ahid’te yani Tevrat’ta tanrı ‘’göze göz, dişe diş’’ emrini verir yani kısas uygulamasını emreder. Yeni Ahid ile İsa bu emrin iptal olduğunu yani yasaklandığını bildirir Hıristiyanlara. Pesimist olmayı öğütler artık tanrı, Tavrat’ın tanrısının şiddet yanlısı emirlerinin yerini teslimiyetçi ve kul olmayı öğütleyen söylem alır.

Örnekleri çoğaltmak mümkün, özetle tanrı yasakladığı şeyleri açıkça yazıyor kitapta, köleliğin yasaklandığına dair tek bir satır yok İncilde. Aksine kölelik ruhu her yerine işlemiş bir şekilde yer alıyor, tanrıya kulluk ile efendiye kölelik özdeşleştiriliyor çoğu yerde.  

Bu nedenledirki feodal dönemin ekonomik sistemine en uygun işletim sistemi olan kölelik kapitalist sistem gelene kadar yaşıyor ve yaşatılması için en büyük desteği Hıristiyan’lıktaki kiliseden görüyor. Vatikan fermanlar veriyor bu konuda, sonrasında kiliseler destek oluyorlar bu sisteme. Döneminin makinasıdır köle, günümüz toplumunda ki traktör yada biçer döver neyse feodal toplumlarda köle odur aslında. Mal’dır özetle, üretim aracıdır. Hiçbir güç yerine yenisini koymadan eskisini kaldıramaz, kaldı ki ABD iç savaşında olduğu gibi çoğu yerde feodal yapılanma direnmiştir. 1807 deki ilk köleliği yasaklayan kanunundan 1926 yılındaki BM genel yasaklamasına kadar olan süreçte savaşlar yaşanmıştır. Tüm bu nedenlerden dolayı kölelik sistemini kaldırmak Roma dönemi gibi sadece köleci bir sistem olarak değil aynı zamanda köleliği kültür olarak yaşatan coğrafyalarda  imkansızdır. Tüm bu sebeplerden dolayı Hıristiyan toplumlar köleliği tanrının izin verdiği bir kurum olarak algılamış ve uygulamışlardır. Rönesans aydınlanması bile buna engel olamamıştır, keşfedilen yeni topraklar ve üzerindeki tarım plantasyonları için gereken iş gücü Afrika ve sömürge yerlilerinden oluşan bir köleler ordusu ile sağlanmıştır. Kilise kölelerin tanrı tarafından Hıristiyan topluma gönderildiğine dair fetvalar vermiştir. Köle çocuk ile eşdeğerdedir, yani savunmasız ve babasına muhtaçdır bu söylemde. Baron de Tott "İtiraf etmeliyiz ki, kölelerine ve cariyelerine kötü davranan Avrupalılardır. Bunun sebebi de : doğuluların köle satın almak için para biriktirmeleri, Avrupalıların ise para biriktirmek için köle satın almalarıdır." diyerek 19. yy Hıristiyan burjuva Dünya’sının bakış açısını çok güzel anlatır. Milyonlarca köle gene Milyonlarca Hıristiyan efendi tarafından yüzyıllarca iş gücü olarak kullanılmıştır. Yüzyıllarca İncil öğretisene göre yaşayan ve her Pazar kilisesinde tanrıya dua eden bu Hıristiyanlar, köleleri ile aynı kilisede olmamak için onlara ayrı bir kilise yapmış ve zorla Hıristiyan yaparak kendi inançlarını dayatmıştır. Afrika’yı köle pazarı ve tarlası olarak gören zihniyet elbet gücünü toplumun ve devletin üstündeki kiliseden yani tanrıdan almıştır. Kilise değilmidir krala taç giydiren? Yani yasama ve yürütme yetkisini tanrıdan alır Dünyevi devlet.

Konuyu Hıristiyan dini açısından en iyi özetleyen ise Pavlus’un Efesliler için yaptığı konuşmadır.

‘’Efesliler 6:5-9 Ey köleler, dünyadaki efendilerinizin sözünü Mesih'in sözünü dinler gibi, saygı ve korkuyla, saf yürekle dinleyin. Bunu, sırf insanları hoşnut etmek isteyenler gibi, göze hoş görünmek için yapmayın. Mesih'in kulları olarak Tanrı'nın isteğini candan yerine getirin. İnsanlara değil, Rab'be hizmet eder gibi gayretle hizmet edin. Çünkü ister köle ister özgür olsun, herkesin, yaptığı her iyiliğin karşılığını Rab'den alacağını biliyorsunuz. Ey efendiler, siz de kölelerinize aynı şekilde davranın. Artık onları tehdit etmeyin. Onların ve sizin Efendinizin göklerde olduğunu ve insanlar arasında ayrım yapmadığını biliyorsunuz.’’

Burda açıkça ifade edildiği gibi İncil yani yeni ahid, kölelere efendilerinin sözlerinden dışarı çıkmamalarını emrediyor, bu emir tanrı emridir diye altı çiziliyor birde cümle içinde. İncil eski yasanın bir çok yerini iptal ederken görüldüğü gibi yeni yasada sadece kölelikle ilgili olarak özgür İnsanlara, kölelerine iyi davranmalarını emrediyor. Buna mukabil kölelere ise tanrıya iteat eder gibi efendilerinize iteat edin diye emrediyor.

Kaynaklar:
1- İncil
2- Tevrat
3- İlkel topluluktan uygar topluma, AÜSBF yayınları, Alaeddin Şenel 1982
4- İlkel, Köleci ve Feodal Toplum, Zubritski-Mitropolski-Kerov, Eriş Yayınları/8. Baskı
5- Roma egemenliği: Yurttaşlık ve kölelik, çeviren: Prof.Dr. Özcan Çelebican
6- İlk çağ felsefesi tarihi, W.K.C. Guthrie, Gündoğan yayınları, ikinci baskı 1999
7- Dinler tarihi, Prof.Dr. Hüseyin G. Yurdaydın-Doç.Dr. Mehmet Dağ 1978
8- Dinsel inançlar ve düşünceler tarihi, Mircea Eliade, Kabalcı yayınları 2. Ve 3. Cilt 2003