30 Ocak 2013 Çarşamba

Allah Tuzak Kuranların En Hayırlısıdır



Kuran’da hile, düzen, tuzak anlamına gelen Hud’a sözcüğünün türevi ile bir yerde, aynı anlama gelen Mekr sözcüğü ve türevleri ile altı yerde İslam tanrısının hile yapıp tuzak kurduğu, düzen/oyun kurup bekleyerek öç aldığı yazar. * İnsan’ın gene İnsana karşı tuzak kurması ve öç alması doğaldır, fakat tanrısal ilahi bir varlığın aciz olarak yarattığı bir varlığa karşı tuzak kurması ve ondan öç alması felsefi ve etik olarak doğal değildir. İçerisinde bir çok anlatım bozukluğu ve çelişki barındıran bu mitolojik söylemi İslam din adamları tanrının kısas hakkını kullanması olarak yorumlamaktadır.

İslami düşünceye göre İslam tanrısının emri olmadan hiçbir şey olmaz, bunu ‘’ De ki: “Bizim başımıza ancak, Allah’ın bizim için yazdığı şeyler gelir. O, bizim yardımcımızdır. Öyleyse mü’minler, yalnız Allah’a güvensinler.” (Tevbe-51) ayeti gayet güzel özetler. Öte yandan İslam’da kader olarak teorize edilen, İnsan’ın yaşamındaki her şeyin önceden yazılmış olması kavramı ‘’ Yeryüzünde ve kendi nefislerinizde uğradığınız hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) yazılmış olmasın.’’ (Hadid-22) ayetinde özetlenir kısaca. Doğal olarak İslami düşünceye göre ‘’ Allah'ın emri mutlaka yerine gelecek, yazılmış bir kaderdir.’’ (Ahzab-38) ayetinde belirtildiği gibi herkes kaderindekileri yaşar. Bu nedenle Muhammed bu felsefeyi ‘’ İyi iş yapmağa çalışınız. Çünkü herkese yapması takdir edilmiş olan iş kolaylaştırılmış oluyor. ‘’Cennetlik olanlara, cennete gideceklerin yapması gereken işleri yapmak kolaylaştırıldığı gibi Cehenneme gidecek olanlara da cehennemliklerin yapacağı işler kolaylaştırılır,’’ (Leyl-5/7) diye açıklar kendine tabii olanlara.

Bütün bu somut fikirler ışığında İslami mitolojiye göre, İslam tanrısı kendi yarattığı ve kaderini belirlediği bir varlığa ilk önce tuzak kurma görevini veriyor, sonrada kendisi ona karşı bir düzen/oyun kurarak onu tuzağa düşürüyor ve öç alıyor, üstelik kendisinin tuzak kurmasını emrettiği varlığı tuzak kurduğu içinde cezalandırıyor. Bu yazdığı senaryoyu uygularkende İslam tanrısı hile yaparak ‘’ Biz, onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık görmezler.’’ (Yasin-9) ayetinde belirtildiği gibi onun tuzak kurmanın yanlış olduğu fikrine ulaşmasınıda önlediğini belirtiyor.

* Onlar tuzak kurdular. Allah da tuzak kurdu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır. (Ali İmran-54
Hani kâfirler seni tutuklamak veya öldürmek, ya da (Mekke’den) çıkarmak için tuzak kuruyorlardı. Onlar tuzak kuruyorlar. Allah da tuzak kuruyordu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır. (Enfal-30)
Muhakkak ki münafıklar, Allah'a hile yaparlar. Oysa O (Allah), onlara hile yapandır. (Nisa-147
Yoksa Allah’ın tuzağından emin mi oldular? Ziyana uğrayan kavimden başkası Allah’ın tuzağından emin olamaz. (Araf-99)
Onlar bir tuzak kurdular. Farkında değillerken Allah da bir tuzak kurdu. (Neml-50)
Kendilerine dokunan bir sıkıntıdan sonra, insanlara bir rahmet (ferahlık ve mutluluk) tattırdığımız zaman, bir de bakarsın ki âyetlerimiz hakkında onların bir tuzakları (birtakım tertipleri ve asılsız iddiaları) vardır. De ki: “Allah, daha çabuk tuzak kurar.” Şüphesiz elçilerimiz (melekler) kurmakta olduğunuz tuzakları yazıyorlar. (Yunus-21)
Sakın, Allâh'ı, elçilerine verdiği sözden cayar, sanma! Çünkü Allâh dâimâ üstündür, öç alandır! (İbrahim-47)

Kaynaklar:
1- Kuran (H.Yazır, Diyanet, E.Yüksel, A.Gölpınarlı, S. Ateş, S. Yıldırım, Y.N.Öztürk, M. Esed, Ö.N.Bilmen, C. Yıldırım tefsirleri)
2- Buhari ve Kutubu Sitte hadisleri
3- Müsned, Ebu Hanife, Çev. Duran Kömürcü, Emin Yayınları, 1978

25 Ocak 2013 Cuma

İbrahim, Peygamberliği ve Dini 2



Kuran sure ve ayetleri incelendiğinde, Mekkî döneme (yaklaşık 610 yılından 616’ya kadar) ait ayetlerde bir kere bile tek (vahid veya onun eşanlamlısı olan vahdehu) kelimesine rastlanılmamaktadır. Kuran’da çoğu zaman karşıtlık aracılığıyla monoteizmi ifade etmek için (Allah’tan başka ilah yoktur ifadesinde olduğu gibi) kullanılan ilah kelimesi sadece Tur suresi 43. ayette bir defa geçmektedir. Muhammed’in Medine’de ikamet ettiği dönemin başlarında, önceki metinlerin bir tür yeniden düzenlenmesine mukabil, bu ayetin de daha sonra düzenlenmesi ve bağlam dışı olması büyük bir ihtimaldir. Kuran’ın Mekki ilk dönemleri hiçbir açık monoteizm içermemektedir. Bununla birlikte Mekki sûrelerde İbrahim Kâbe'nin kurucusu olarak hiç anılmaz, Hanif kelimesi son Mekke donemi ayetlerde geçer. İbrahim diğer peygamberler gibi bir Allah elçisidir. İbrahim ve onun dini ile savaşçı peygamberliğinin ilk söylemleri, Medine’li aşiretlerle yapılan görüşmelerden sonra Mekke’deki son 2-3 yılda yavaş yavaş ortaya çıkar.

Kuran’da açık bir şekilde İbrahim’in Arap’ların atası olduğu belirtilmez, Bakara suresi 128. Ayet’te gecen ‘’Rabbımız, bizi sana teslim olanlar yap, neslimizden de sana teslim olan bir ümmet çıkar’’ ifadesindeki ‘’neslimizden’’ sözünden, İbni Kesir hariç Araplar’ın kasdedildiğini öne sürer İslam. İbrahim ve oğlu İsmail'in duasında yer alan bu peygamber onların soyundan gelen Muhammed'dir. Nitekim İsma­il'in neslinden daha başka peygamber de gelmemiştir. Öte yandan bölgede soy erkek üzerinden devam ettiği için aslında teknik olarak Muhammed Arap değil Yahudi’dir bu söylemlere göre.

Bütün bu söylem arasında Medeni olan 28-29. Ayetler hariç Mekki bir sure olan İbrahim’de Muhammed’in kendi kabilesine Musa gibi kurtarıcı olarak gönderildiği belirtilirken, peygamberlerin ve doğal olarak Muhammed’in gönderiliş sebebini anlatır başlangıçta. 13-14. Ayetler büyük ihtimal son dönem Mekki ayetlerdir. Sure genelinde Muhammed’in tanrı tarafından seçilmiş olduğunu kabul etmeyen rakiplerine karşı bir kıyamet ve sonrasına dair tehdit söz konusudur. Sure adını İbrahim’in duasından almakla beraber, Surenin temel konusu peygamberlik müessesesidir. Bu konunun çevresinde tevhit ve ahiret inancından da söz edilerek ilerde oluşturulacak olan İbrahim mitinin ilk söylemleri betimlenir.

İslam’daki İbrahim mitini ana hatları ile incelemekte fayda vardır. Kuran İbrahim hakkında bilgi vermekle beraber, onun doğumu, ölümü, göçleri vb. hususlarda Tevrat ve İncil’deki gibi tarihi bilgi aktarmaz. Kuran, toplumda o dönemde var olan mitlerden hareketle o’nun inancı, dininin esasları, ibadetleri ve mücahidliğinden bahseder. Tevrat ve İncil’de görülen politeist ata anlatımı Kuran’da yer almaz. O İnsanlığın üç atası olan Adem ve Nuh’tan sonraki kişidir. İslam tarihine göre Adem ile İbrahim arasında 1000 yıl, İbrahim ve Musa arasında 1000 yıl ve Musa ile İsa arasında da 1900 yıl bulunmaktatır. Muhammed’te İsa’dan 569 yıl sonra dünyaya gelmiş olduğuna göre İbrahim'le Muhammed arasında 3469 yıl vardır. Bazı kaynaklarda ise Adem ile İbrahim arasında 3037 yıl olduğu, Nuh ile İbrahim arasında ise 2063 yıl bulunduğu kaydedilmiştir.

İbrani anlatımın dışında kalan Kuran’da, bir kaç yerde onun hicretinden, daha sonra kendisine verilen nimetlerden, neslin­den seçilen bazı peygamberlerden ve peygamberliğin onun nesli­ne tahsis edildiğinden bahsetmektedir. İbrahim babasıyla ve kralla mücadele eden, politeizmi yıkmak için savaşan ve ateşe atılmayı göze alan bir savaşçıdır. Nitekim bu uğurda o, tanrının emri ile ülkesini terk eder. Harran’dan Filistin’e karısı ve yeğeni Lut ile göç eder. Uzun bir süre Filistin, Ürdün ve Sina’da göçebe olarak yaşayan İbrahim, Filistin’de egemenlik kurar, hemen yanı başında yeğeni (aynı zamanda peygamber) Lut’ta ünlü İbrani mit olan Sadom ve Gamorra’ya yerleşerek hayatlarını sürdürürler, bu süreçte İbrani söylemin ana hatlarına sadık kalınarak, bir çok İbrani mitolojik söylem aktarılır. Daha doğmadan seçil bir kişi olan İbrahim, İslama göre bir çok defa imtihan edilir tanrısı tarafından. Tevrat’ta tek olan imtihan Kuran’da 10 yerde geçer, tanrı ve İbrahim sık sık güven sorunu yaşarlar, hatta İbrahim sık sık tanrısından şüpheye düşüp onu imtihan eder.

Bu arada tanrıya yakarışı sayesinde yaklaşık 90 yaş civarındayken nikahlı eşinin Sümer ve Asur geleneklerinde olduğu gibi, erkek evlat veremediği kocasına, erkek evlat versin diye köle kadın vermesi ritüelinin aynısı tekrarlanır ve köle kadından Arapların atası olacak İsmail Dünya’ya gelir. Kuran’da yaş belirtilmemekle beraber İbrani söylemlerden alınmış İslam mitolojisine göre bu olaydan 15 sene sonra nikahlı eşinden Yahudilerin soyunu sürdürecek olan İshak doğar. İslam mitolojisi İbrahim’in neslinden ilk Arapça konuşan kişinin İsmail olduğunu söyler.

İbrani tarihte ilk defa İslam mitolojisinde İbrahim, tanrının emri ile karısı Hacer ve oğlu İsmail’i, Mekke’de ıssız ve susuz bir yere bırakır. Tevrat ve İncilde’yse Filistin civarında bir çöle bıraktığı yazar. Bu mitte aslında Sümer ve Asur hukukundaki nikahlı eşten doğan çocuk yasal mirasçı olunca, diğer ikincil konumdaki mirasçılar aile dışına çıkarılır kanununun aynısıdır. Onları merak ettiği için sık sık ziyaretlerine gitmiş ve bu seyahatleri İslam mitolojisine göre, tanrının yerleri dürmesi yada kanatlı at olan Burak’la yol alması şeklinde olmuştur.

Bu ziyaretlerinden birisinde gene tanrının emri ile Mekke’de İsmail ile birlikte Kabe’yi yaparlar. Bu sayede İbrahim, Kuran’da “milleti İbrahim” olarak ifade edilen, ilk monoteist din olan Hanif’liği (İslam’ı), oğluna ve Arap soyuna miras bırakmıştır. Kuran’da, Al-i İmran suresi 96. Ayette Dünya’da ilk defa ve ilk inşa edilen kaydıyle tanrıya ait bir mabed olarak yapıldığı yazılan Kabe için İslam mitolojisindeki diğer söylemlerde, Kabe'nin ilk kez melekler veya Adem tara­fından yapıldığı, Tanrının yer ve gökleri yaratmasından 40 yıl önce Kabe’nin, su üzerinde köpük halinde yaratıldığı, Tanrının yeryüzünü yaratmasından 2.000 yıl önce Kabe'nin yerini yarattığı ve temellerinin arzın yedinci ve en alt tabanına kadar uzandığı yada Tanrı tarafından gökten indirildiği de betimlenmektedir. Bir başka mitte Sid tarafından taştan yapılan Kabe’nin Nuh tufanında yıkılmasından sonra İbrahim’in oğlu ile yeniden yaptığı anlatılır.

İbrahim’in Kabe’yi inşasından sonra Filistin’deki hayatından, İslam mitolojisi fazla bahsetmez. İslama göre ölümünden önce Filistin’i İshak’a, Mekke’yi İsmail’e bırakan İbrahim, diğer çocuklarını doğuya doğru göndermiştir. İslami söylemde İbrahim'in diğer çocuklarının "İsmail ve İshak kaldığı halde neden kendilerinin doğuya gönderildiklerini" sorduklarını, İbrahim'in ise, "Kendisine bu şekilde emredildiğini" söylediğini yazar. Gerek Yahudi kaynakları ve gerekse İslam kaynakları, Sara’nın ölümünden sonra önce Kantura, daha sonra Hacuni (Hacur) isminde iki kadınla evlendiğini ve Kantura’dan altı,Hacur’dan beş oğlu olduğunu anlatır.

İslam felsefesinin ana unsuru olan monoteizmin de esas dayanak noktasını oluşturan tevhid inancının kökeninde de İbrahim vardır. İbrahim Tevrat ve İncil’dekinin aksine Kuran’da Hanif adlı dini tebliğ etmek için vardır. Kuranda 12 yerde geçen Hanif ve Hunefa kelimeleride sık sık İslam mitolojisinde Sabii'lik ile birlikte anılmaktadır. Sabii'lik dini Arap yarımadası ve yukarı Mezopotamya’da yaşayan ve kendilerine Sabii diyen bazı politeist kabilerin varlığı ile karıştırılmakla beraber Kuran’da geçen Sabii’lerin, el-Cezirede yaşayan Mandeen diye bilinen henoteizmi ya da monolatriyi andıran bir Hıristiyan vaftiz tarikatlarından birisine tabi kabile olduğudur. Öte yandan ortaya atıldığı günden beri hep tartışma konusu olan Hanif din ve millet kavramları İslami tevhid inancınında ana unsurudur. Hanif’lik vasıtası ile Muhammed, tanrının yarattığı ilk dininde peygamberi olmakla birlikte, tanrının İnsanoğluna layık gördüğü bozulmamış dininde peygamberi olmaktadır. Bu sebeplede İbrahim ve oğlu tarafından hanif din için yapılan Kabe’ninde tek mirasçısıdır.

Buna mukabil İslam öncesi ve erken İslam dönemlerinde Arap yarımadasında Hanif dini diye bir din olmadığı gibi, sadece İslam mitolojisinde karşımıza çıkan İbrahim dini diye bir din ve dinsel grupta yoktur. Aksine bölgedeki bütün Arap ve Bedevi kabileleri kendilerini İbrahim soyuna bağlamak için, İbrahim dininden Hanif olduklarını iddia etmişler, bu söylem üzerinden siyaset yapmışlar ve kendilerinin hak din olduğunu savlamışlardır. Kuran’da Duha suresi 7. ayetinde Muhammed, İslam öncesi müşrik olarak yaşayan ve İslam’ı öğrendikten sonra hidayete eren olarak tanımlanmakta, böylece İslam öncesi Hanif bir kitle olmadığı betimlenmektedir. Özetle, Müslüman’larda siyasi ve dinsel rakipleri politeist Kureyş kabileside dahil bütün kabileler kendisini Hanif olarak adlandırıyor ve karşısındakini müşrik olarak tanımlıyordu.

İslam mitolojisine göre Musa’ya verilen kitabın aksine İbrahim’in “kitabı” korunamamış, kaybolmuş veya unutulmuştur. İslam öncesi Araplar’daki politeizmin kökenini açıklamaya çalışan İslam mitolojisinde, İslam öncesinde Arap’ların Mekke ve Kabe’ye karşı besledikleri saygı ve derin dini duygunun temelinde İbrahimi monoteizmden sapmanın olduğunu öne sürerler.

Bütün bu söylemlerin yanında Muhammed yaşarken ve sonrasında, Muhammed tıpkı diğer peygamberlerle özdeşleştirildiği gibi İbrahim’lede özdeşleştirilmekle kalmaz, Mekki dönemdeki İsa’nın Muhammed ile olan özdeşleştirmesinide aşarak onun yerini alır. Mitolojide, İb­rahim'in orta boylu, ela gözlü, güzel ve güler yüzlü, açık alınlı ayak izlerine varıncaya kadar şekil ve eşgal olarak Muhammed'e en çok benzeyen insan olduğu betimlenir. İbrahim’de küçük bir çocukken babasını kaybetmiş, tıpkı Muhammed gibi onuda amcası büyütmüştür. Her ikisi de, dini görüşleri sebebiyle doğdukları topraklardan “hicret” etmişlerdir. Yine ikisi de, tanrı’nın vahyini aynı ayda almışlardır. Her ikisi politeizmle ve düşmanlarıyla savaşmış ve yenmişlerdir. İbrahim Mekke’yi, Muhammed’de Medine’yi “harem”e dönüştürmüştür. İbrahim’e ayırıcı bir vasıf olarak verilen “Allah’ın dostu” (Halil Allah) unvanı, Muhammed’e de verilmiştir. Hatta direkt olarak kendisini onun oğlu olarak, ‘’her peygamberin bir vasisi vardır benim vasim, İbrahim’dir’’ şeklinde betimlemiştir. İkiside göğe tanrının yanına çıkmışlardır. Muhammed’in dedesi Haşim’in bir kıtlık esnasında tirit yemeği yaparak kabilesini açlıktan ve ölümlerden kurtarması hikayesindeki tirit yemeğini ilk defa onun yaptığı gibi dolaylı anlatımlarla birlikte betimlenir. İbrahim’de hac dönüşü ölmüştür. İbrahim’de olupta Muhammed’te olmayan şey yoktur, aksine Muhammed bütün peygamberlerin özelliklerini aldığı için süper peygamber olarak İbrahim’den kat kat üstündür.

İbrahim’in, peygamber ve ata olması kavramından, savaşçı ve put kırıcı bir peygamberliğe yükselmesi ve yeni bir millet ve din kurması misyonunu üstlenmesi, ancak Medine’ye yerleşildikten bir yıl sonra, gerçek anlamda Kureyş ve müttefiklerinin dışında komşuları Yahudiler’le başlayan savaş sonucunda olmuştur. Muhammed klasik şiddetten uzak duran Hıristiyan misyoner söyleminin kendisini sonuca götüremeyeceğini Mekke’deki son 3-4 yılında fark ettiği için, kendine başka bir dayanak noktası aramaya başlamış, iktidara talip ve Yahudi politeizmi ile beslenmiş bir Mesih bekleyen ve iktidar için her şeyi göze alan Medineli aşiretlerle birlikte hareket edebilmek için oluşturduğu monoteist söylemi, İbrahim’in ilk Müslüman (evvelü’l-Müslimin) ve Araplar’ın da onun oğlu İsmail’in soyu olduğu iddiasında yansımasını bulan bir değişime uğramıştır. Böylece Yahudi’lerin savaşçı rahip geleneği esas alınarak cihad yapan bir peygamber kültü oluşturulabilmiştir.

İbrahim tanrının emri ile köle eşinden olan ve Yahudi şeriatına göre mirasçı kabul edilmeyen, Tevrat’ta ve İncil’de adı geçmeyen oğlu İsmail ile eşini Filistin’den Mekke’ye getirmiş ve ıssız bir yerde terk etmiştir. Bazı Arap kabilelerinde İslam öncesi var olan köle kadının (cariyenin) çoçuğunun evlilik dışı, fakat özellikle hukuki temsil konusunda belirleyici bir unsur olan neseb ilişkisi açısından ise, evlilik birliği içinde doğmuş çocuk gibi kabul edilmesinden hareketle, İsmail’i evlilik birliği sonucu doğmuş çocuğa benzer biçimde, hukuken geçerli bir neseb ilişkisi içerisinde değerlendirmiştir. Bu anlayışa göre İsmail, babasıyla birlikte, ilahi ibadetin merkezi olarak fonksiyon icra etmesi ve inananları hac için kendine çekmesi amacıyla Allah’ın evi Kabe’yi inşa etmiştir. Bu şekilde İbrahim, Arapların peygamberi olan Muhammed’in öncüsü olarak gösterilmiştir. Buna istinaden İslam’ın, İbrahim tarafından vaaz edilen monoteizmin somutlaşmış hali olduğu iddia edilmiştir. Muhammed kendisini İbrahim tarafından savunulan orijinal, saf monoteizmi yeniden hayata geçirdiğine inanan bir reformcu olarak tanıtmıştır. O bu öğretiyi savunan bütün peygamberlerin tek mirasçısının kendisi olduğunu iddia etmiştir. Bu durum, Muhammed’in, İslam’ın, Yahudilik ve Hıristiyanlığa göre önceliğinin bulunduğunu iddia etmesine imkan sağlamıştır (Ali İmran suresi, ayetler 65-68). İslam’ın Yahudilik’ten bağımsız ve bu dönemde ortaya çıkan orijinal bir din olduğunu göstermesi için yeni bir araç sağladığını iddia etmesininde yolunu açmıştır. Muhammed, İbrahim’in dini mirasını benimsemekle, sonradan Mekke halkıyla uzlaşmanın ilk adımı olan Mekke’nin kutsallığını vurgulamasına imkan sağlayan vasıtalar da kazanmıştır.

Kaynaklar:
1- Kuran (H.Yazır, Diyanet, E.Yüksel, A.Gölpınarlı, S. Ateş, S. Yıldırım, Y.N.Öztürk, M. Esed, Ö.N.Bilmen, C. Yıldırım tefsirleri)
2- Buhari ve Kutubu Sitte hadisleri
3- Tevrat
4- Zebur
5- İncil
6- Ansiklopedik Dinler Sözlüğü İbrahim Maddesi, Mehmet Aydın, Nüve Kültür Mrkz. Yayınları, 2006
7- İbrahim Peygamber, Muazzez İlmiye Çığ, Kaynak Yayınları, 1997
8- Dinler ve Mezhepler Tarihi, Muhammed Eş-Şehristani, Çev. Muharrem Tan, Işık Akademi Yayınları, 2006
9- Dinler Tarihi, Prof.Dr. Güney Tümer/Prof.Dr. Abdurrahman Küçük, Ocak Yayınları, 2002
10- Tanrı Anlayışı, Cemil Sena, Remzi Kitabevi, 1978
11- Hz. Adem’den Bugüne İslam Tarihi, Mahmud Şakir, Çev. Ferit Aydın, Kahraman yayınları, 1995
12- Birüni’ye göre Dinler ve İslam dini, Diyanet yayınları, Dr. Günay Dümer 1975
13- Dinler tarihi, Prof.Dr. Hüseyin G. Yurdaydın-Doç.Dr. Mehmet Dağ 1978
14- Peygamberler ve Halifeler Tarihi, Ahmed Cevdet Paşa, Çile yayınları, 1-2. Cilt
15- Büyük İslam Tarihi, İbn-i Kesir, Çağrı yayınları
16- Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi, Mircea Eliade, Cilt 1, Kabalcı yayınevi, 2003
17- Sümerlilerin Dini İnanç ve Adetleri, Özden Gül Ökter, GÜSBF Yüksek Lisans Tezi, 2006
18- Diyanet İslam Ansiklopedisi, İbrahim maddesi, 21. Cilt
19- Peygamberler Tarihi, Prof.Dr. İsmail Yiğit, Kayıhan Yayınları, 2012
20- Ayetler Işığında Peygamberler Tarihi, Muhammed Ali Sabuni, Ahsen Yayınları, 2003
21- İslami Kaynaklara Göre Peygamberler, Doç.Dr. Abdullah Aydemir, Dıyanet Vakfı Yayınları, 1996
22- Peygamberler Tarihi, M. Asım Köksal, Dıyanet Vakfı Yayınları, 2004
23- Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi, Ekrem Sarıkçıoğlu, Fakülte Yayınları, 2002
24- İslam Bakış Açısından Hz. İbrahim; İslam öncesi Arabistan’da monoteizm’in gelişimi üzerine düşünceler, Khalil Athamina, Çev. Ali Osman Kurt, AÜİF Dergisi, Sayı 1, 2006
25- Şamil İslam Ansiklopedisi, Şamil Yayınevi, 2003
26- İslam Kaynaklarına Göre Hz. İbrahim ve Haniflik, Yrd.Doç.Dr. Şaban Kuzgun, Se-Da Yayınları, 1985
27- Toprak Altında 4000 Yıl Uyuyan Uygarlık Ebla, Pro.Dr. Arif Akman, Bilim ve Teknik Dergisi, Sayı: 149, 1980
28- Sodom ve Gomorra, Pro.Dr. Arif Akman, Bilim ve Teknik Dergisi, Sayı: 152, 1980
29- Ebla Unutulmuş Krallık, Edward Hughes, Bilim ve Teknik Dergisi, Sayı: 131, 1978
30- Sümer’lerle Hitit’ler Arasında Bir Süper Devlet, Rainer Gohr, Bilim ve Teknik Dergisi, Sayı: 118, 1977
31- Aborijinler, Gülgün Akbaba, Bilim ve Teknik Dergisi, Sayı: 391, 2000
32- Hz. Muhammed’in Hayatı, İbn-i Hişam, Çevirenler; Prof.Dr. İzzet Hasan – Prof.Dr. Neşet Çağatay, AÜİF Yayınları, 1971
33- Siyer, İbn-i İshak, Yayına Hazırlayan; Prof.Dr. Muhammed Hamidullah, Çeviren; Sezai Özel, Akabe Yayınları, 1988
34- Hz. İbrahim’in İmanı ve Tevhid Mücadelesi. Doç.Dr. Muammer Esen, AÜİF Dergisi, 52/2, 2011
35- Putlar kitabı (Kitap el-Asnam), İbn el-Kalbi, Roza Klinke-Rozenberger, Almanca-Arapça çeviri Beyza Düşüngen, AÜİF yayınları 1968
36- Kuran’da Allah ve İnsan, Prof.Dr.Toshihibo Izutsu, Çeviren; Doç.Dr. Süleyman Ateş, AÜİF yayınları 1975
37- Hadis literatüründe Nusaybin (Kuran’da Nusaybin cinleri konusu), Doç.Dr. Ahmet Keleş
38- Sabii’ler (Son Gnostikler), Şinasi Gündüz, Vadi yayınları, 1995
39- Dinlerde Kıble Anlayışı, UÜİF dergisi sayı:2, cilt:11/1-30, Prof.Dr. Ahmet Güç
40- Cahiliye Arapları’ndaki Allah İnancının Kuran’dan Hareketle Tespitiyle İlgili Bazı Hususlar, Yrd.Doç. Dr. Zekeriye Pak, CÜİF Dergisi, Cilt 5, Sayı 1, 2001
41- Eski İsrail Hukuku'nun Menşei, Hususiyetleri ve Babil Hukuku ile Münasebetleri, Hamide Topçuoğlu, AÜHF Dergisi, Cilt:5, Sayı: 1-4, 1948
42- Hadis Kültüründe Yer Alan İncil Parçaları, Ignaz GOLDZIHER, Çev. Yrd.Doç. Dr. Sami ŞAHİN, CÜİF Dergisi, Cilt 12, Sayı 1, 2008
43- Hz. Muhammed Mekke’de, W. Montgomery Watt, AÜİF yayınları no:5, çeviri: Doç.Dr. M. Rami Ayas, Doç.Dr. Azmi Yüksel, 1986
44- Kuran’ı Kerim ve Hanifler, Dr. İsmail Cerrahoğlu, AÜİF Dergisi, Cilt 11, Sayı 1, 1963
45- Diyanet İslam Ansiklopedisi, Hanif maddesi, 16. Cilt
46- Hz. Peygamberin İslam Öncesi Seyahatleri, Yayına Hazırlayan; Prof.Dr. Muhammed Hamidullah, Çeviren; Ass. Abdullah Aydınlı, AÜİF Dergisi, Sayı 4, 1980
47- Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi 1, Prof.Dr. Philip K. Hitti, Çev. Prof.Dr. Salih Tuğ, Boğaziçi yayınları, 1980
48- Müşriklerin Hz. Muhammed’in Peygamberliğine Karşı Çıkmalarında Ehli Kitabın Rolü, Yrd. Doç.Dr. İsrafil Balcı, OMÜİF Dergisi, Sayı 22, 2006
49- Cahiliye Döneminde Yesrib’in Etnik Yapısı, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C:15 Sayı:1, Yaşar Çelikkol
50- Uydurma olduğunda ittifak edilen hadisler, Aliyyül Kari, Tercüme: İbrahim Kutlay, İnkilap yayınevi 2008
51- Risalet Öncesinde Arap Yarımadasındaki Dinler ve Bir Peygamber Beklentisi FÜİF Dergisi, Yard.Doç.Dr. Sıddık Ünalan, Sayı:6
52- İslam Hukuk Felsefesi Açısından Medine Vesikası, CÜİF Dergisi, Cilt:4, Sayı:1, Mustafa Kelebek, 2000
53- Bazı Oryantalistlere Göre Asrı Saadette Yahudiler, Doç.Dr. İsmail Hakkı ATÇEKEN, İstem dergisi, Sayı 4, 2004
54- Medine Vesikası Hakkında Genel Bilgiler, Ali Bulaç, Birikim Dergisi, Sayı: 38-39, 1992
55- İslam Devletinin İlk Anayasası Medine Vesikası, Prof.Dr. Musa K. Yılmaz, Köprü Dergisi, Sayı: 105, 2009
56- Hz. İbrahim, Afif Abdul Fettah Tabbara, Çev. Doç.Dr. Mehmet Aydın, AÜİF Dergisi, Cilt: 24, Sayı, 1, 1981
57- İslam Bakış Açısından Hz. İbrahim: İslam Öncesi Arabistan’da Monoteizmin Gelişimi Üzerine Düşünceler, Khalil Athamina, Çev.Dr. Ali Kurt, AÜİF Dergisi, Cilt: 47, Sayı: 1, 2006
58- Hz. Peygamberin Çağdaşı Yahudilerin İnanç-İbadet ve Dini Hayatları ile İlgili Bazı Tespitler, Dr. Nuh Arslantaş, MÜİF Dergisi, Sayı: 34, 2008                          
59- Kuran’da Tanrılar, Guy Monnot, Çev.Yard.Doç.Dr. Ramazan Adıbelli, Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi, Cilt: 11, Sayı: 1, 2011 
60- İslam Öncesi Arap Toplumunun Tanrı Tasavvuru ve Bu Tasavvurun İslam’ın Tanrı Tasavvuruna Etkisi Sorunu, Dr. Resul Öztürk, Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 2, 2008
61- Kitabı Mukaddes ve Kuran’ı Kerim’de Hz. İbrahim ve İnsanlığa Mesajı, Fatma Aygün, MÜİF Yüksek Lisans Tezi, 2006
62- Asrı Saadet, Mevlana Şibli, Çeviri:Ö.Rıza Doğrul, Sadeleştiren: O.Zeki Mollamehmetoğlu 1. Cilt, 1978
63- Barnabas İncili, Kültür Basın Yayın Birliği, Çev. Mehmet yıldız, 1988
64- İslam Kelamı Açısından Hıristiyan Tanrı Tasavvuru, SDÜİF Doktora Tezi, Hasan Tevfik Marulcu, 2008
65- İslam Hukukunda Evlilik Dışı Doğan Çocuğun Velayeti / Hukuki Temsili, İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, Arş.Gör. Ünal Yerlikaya, Sayı:11, 2008
66- Kuran Kıssalarının Kaynağı Eski Ahitmi? Yapı Muhteva ve Kaynak Açısından Torah Kıssaları, Doç.Dr. Şinasi Gündüz, OMÜİF Dergisi, Sayı:10, 1998
67- Tevrat, İncil ve Kuran, Jacques Jomier’den Sakıb Yıldız, Hareket Yayınları, 1974
68- Kuran’ı Kerim ve Sabiiler, Dr. İsmail Cerrahoğlu, AÜİF Dergisi, Cilt 10, Sayı 1, 1962
69- Sahih-i Buhari Fihristi, Ebu Abdulmümin Emin, Çev. Mehmet Sofuoğlu, Ötüken Yayınları, Cilt: 3-5-7-9-10-15, Yıl: 1987
70- Cevâmi'u's-Sîre, İbn Hazm, Çev. M. Salih Arı, Çıra Yayınları, 2004
71- Müsned, Ebu Hanife, Çev. Duran Kömürcü, Emin Yayınları, 1978
72- Kuran’ın Nüzulü Sürecinde Müslümanlarla Diğer Dini Gruplar Arasındaki İlişkilerin Kuran’a Yansıması, AÜİF Yüksek Lisans Tezi, Osman Kaya, 2004
73- Kuran’da ve Tevrat’ta Hz. İbrahim’in İnanç Konusundaki Akılcı Tutumu, SÜİF Yüksek Lisans Tezi, Enver Polatoğlu, 2006
74- Milleti İbrahim, Ebu Muhammed Asim b. Ahmet el-Makdusi, Ebabil Yayınları, 1997
75- Tarih Boyunca Tevhid Mücadelesi ve Hz. Peygamberin Hayatı, Seyyid Ebul Ala Mevdudi, Çev. Ahmet Asrar, Pınar Yayınları, 1992
76- Tarih Boyunca Mekke’nin Yönetimi, Yrd.Doç.Dr. Ahmet Vehbi Ecer, EÜSBİE Dergisi, Sayı: 3, 1989
77- 1. Hz. İbrahim Sempozyumu Bildirileri, Editör: Prof.Dr. Ali Bakkal, Şurkav Yayınları, 2007
78- Büyük İslam Tarihi (El Bidaye Ve’n Nihaye), İbn Kesir, Çev. Mehmet Keskin, Çağrı Yayınları, 1994
79- Hz. Muhammed’in Hayatı, Martin Lings, Çev. Nazife Şişman, İnsan Yayınları, 2006
80- Kuran’a Göre Dört Terim, Seyyid Ebul Ala Mevdudi,Çev. Yrd. Doç. Dr. Osman Cilacı, Beyan Yayınları, 1998
81- Peygamber Külliyatı, Muhammen Bin Salih Ed-Dimaşki, Çev. Hüseyin Kaya – H.İbrahim Kaçar, Ocak Yayınları, 2004
82- Tarihü'l İslam, İmam Zehebi, Çev. Muazaffer Can, Cantaş Yayıncılık, 1996
83- Hz. Muhammed’in Aile ve Akraba Atlası, Doç.Dr. Hayati Yılmaz, Bsr Yayın Grubu, 2012
84- İslam öncesi Mekke. Dr. Yaşar Çelikkol, Ankara okulu yayınları, 2003