27 Ocak 2011 Perşembe

İslamiyet tecavüzü meşru kabul eder

İslamiyet tecavüzü meşru kabul eder.
 
Kuran yorumcuları ve Müslümanlar tecavüz suçu için, zina suçuna uygulanan hadleri (ceza şekli/ muiyyideleri) uygulamanın doğru olduğunu söylerler. İslam'da tecavüz suçu ve cezası ne Kuran’da ne de sünnet’te vardır. İslam tecavüz eylemini zina olarak değerlendirir ve cezalandırır. Tecavüz ve zina kavramları farklı şeylerdir, tecavüz; bir kişinin rızası dışında cinsel saldırı sonucu, isteği dışında cinsel ilişkide bulunmasıdır, zina ise (İslam şeriatına göre), evli olmayan kişi/kişilerin cinsel ilişkide bulunmasıdır.
 
Suç isnatlarını açacak olursak:
Tecavüz;
1- En bilinen ve geniş anlamında kullanılan şekli ile; erkeğin/erkeklerin kadının isteği dışında onunla cinsel ilişkide bulunmasıdır. Erkeklik organının kadının vulvasına zorla sokulması eylemidir. Fakat bu tanım eksiktir, aşağıda daha detaylı tanımını açıyorum.
a- Erkek bir çok şekilde kadına cinsel saldırıda bulunabilir. En bilindik eylem fiili livatadır. Fiil sözcüğüne dikkat edelim, Kuran’daki Yusuf/23 ayetindeki yarım kalan tecavüz vakası kabilinden İslami ceza hukuku teşebbüsüde suç sayar. Bakara/223 ayetine binaen livatayı müspet şerri hüküm sayan bir anlayışta mevcuttur İslamiyet’te.
b- Bir alet yada obje vasıtası ile tecavüz suçu vardır. Pratik olarak İslamiyet’teki zina tanımlamasına asla girmez bu suç tipi, o yüzden de bu tecavüz şeklininde cezası yoktur İslamiyet’te.
c- Tecavüz erkeğin, salt kadına yönelik cinsel saldırısı gibi algılansada gerçek hayatta, ‘’özellikle çocuklara’’, diğer erkeklere, cansız materyallere, hayvanlara da tecavüz edilmektedir ve bunlarda tecavüz suçu kavramına girer modern Dünya'da.
d- Tecavüz günümüzde ki tanımıyla sadece erkeklere özgü bir suç değildir. Kadınların küçük erkek çocukları ile seks yapmaları örneğinde olduğu gibi, kadınlarda ‘’reel’’ olarak tecavüz ederler, kadınların gene kadınlara tecavüz etmesi, son kabul gören kanunlara göre kadınların erkeklere tecavüz etmeleri.
e- İnsan dışı bir canlı kullanarak tecavüz edilmesi.
2- Geldik zurnanın zırt ettiği yerlerden birisine; Evlilik içi tecavüz suçu vardır ve bu ne İslamiyet’teki zina suçuna girer nede bir başka kayıtta İslamiyet için suçtur.
3- Günümüzde sözlü tecavüz algılaması çıkmıştır ama bu kavram İslam şeriatında çok zorlanılırsa basit ve farklı bir suç olarak tanımlanır.
 
Zina;
Aralarında evlilik bağı olmayan kişiler arasındaki cinsel ilişki. (TDK sözlük)
 
Zina İslam açısından çok önemli bir suçtur, zina Allah’a karşı işlenen suçlar kapsamında ele alınır İslam şeriatına göre. Yani bu hususta zina eylemindeki kişi/kişiler bu suç kapsamında şahsi olarak değil bizzat  Allah adına cezalandırılırlar. Zina suçunun ispatı için dört erkek şahid istenir, dört şahidi olmayan her türlü zina isnadı İslam’da hukuken yok sayılır. Konuyu iyi anlayabilmek için İslam hukukundaki işleyişe bakarsak;
İslam hukukunda suçlar 3 kısma ayrılır.
1- Bir kimseyi öldürmek yada yaralamak gibi ''hakkı ademiye'' denilen şahsın haklarına yönelik suçları kapsar. Bu suçlarda kişisel haklara üstünlük tanındığından ''af'' ve ''sulh'' geçerlidir. İslam hukukunda ''katlin'' beş çeşidi, ‘’cerhin’’ ise dört çeşidi vardır.

2- Kuran tarafından gösterilmiş olup ''Allah'a'' karşı işlenen suçları kapsayanlar. Yani bizzat Kuran’da (Ahkam ayetlerle) yazan suçlardır ve ''Allah'a'' karşı işlenmiş bir suç olarak değerlendirilir ve cezalandırılırlar. Bu suçlar: Hırsızlık, zina, şarap içme, kazif veya zina iftirası, yol kesme, irtitad veya riddiye denilen İslam dinini terk etme suçlarıdır. Bu suçlarda şikayet gerekmez, günümüz tabiri ile amme suçlarıdır ve ‘’Allah’a’’ karşı işlenmiş suçlardır. Cezaların miktarı değişmez, ancak suçlu suçunu kabul etmez ve suçuda ispatlanamazsa hakimin cezalandırmaya gitmemesi tavsiye edilir. Özellikle kazif (zina) ve hırsızlık suçlarında ihbar zorunludur.

3- Taziren ceza gerektiren suçlar. Hakkında her hangi bir hadis yada ayet nazarında hükmün (nassın) bulunmadığı, ceza takdirinin hakime bırakıldığı suçlardır.
 
Bu cihedle, zina Kuran’da; Mu’minun/5-6 ayetinde nikahlı eşleri ve cariyeleri (köleleri) dışındaki kişilerle, cinsel ilişkiden kaçınılması ve aksi durumlarda bir cezanın söz konusu olduğu belirtilir, Nur/2’de. Birbirleriyle evli olmayan yada/veya efendi köle (cariye) ilişkisi bulunmayan ayrı cinsten iki kişinin, bir birleriyle cinsel ilişkide bulunması zina olarak tanımlanmıştır, ayet aynı zamanda suçun cezasınıda her iki taraf için 100 değnek vurulması olarak belirler. Nur/33 ayetinde ise zorla fuhuş yapan (köle-cariye) kadınların zina kapsamı dışında bırakıldıkları belirtilir.
 
Hadislerde (sünnet) zina suçu ve ceza haddi geçer, Buhari’nin aktardığı hadislerden örneklersek;
544 nolu hadis: İki tarafta bekarsa, iki tarafa da yüz sopa vurulması ve bir yıl sürgündür. Dul bir kişi gene bir dulla zina yaparsa sadece celde (yüz sopa vurulması) uygulanır.
1592 nolu hadis: Zina yapan cariye (köle) ise her seferinde celde (yüz sopa vurulması) uygulanması ve 3. Zinasından sonra zararına da olsa o kölenin satılması emredilir.
1603 nolu hadis: Zina yaptığını ikrar (itiraf) eden adama celde uygulanması, zina yaptığını kabul etmeyen kadın’ın ise serbest bırakılması.
1589 nolu hadis: Ömer’in bir hutbe esnasında, Allah tarafından recm ayeti geldiğini ve ezberlediklerini, Muhammed’in bu ayet üzerinden cezalar verdiğini, kendilerininde bu ceza haddini uygulamaya devam ettiklerini belirtir. Belli bir zaman sonra Kuran'dan çıkarılır bu ayet. Sonradan bu olayı bilmeyen yeni Müslümanların Kuran’da böyle bir ayet olmaması nedeniyle recm uygulamanın yanlış olduğu kanaatine kapılabileceklerini, fakat bunun şeriat hükmü olduğunu, toplumun aksi öfkesinden çekinmese Kuran’a kendisinin bu ayeti yazacağını söylediği rivayet edilmektedir.
1590 nolu hadis: Zina suçunun üç aşamada İslam içerisinde geliştirilerek ceza haddinin belirlendiğini, celde haddinin bu kapsamda bekarlar için, recm haddinin ise evliler için uygulanması gereken bir ceza haddi olduğunu belirtir. Bu hadiste Nur suresinde bir recm ayetinin olduğu ve sonradan kaldırıldığı ama recm ceza haddinin uygulamaya devam ettiği anlatılır.
1605 nolu hadis: ayrı ayrı gelerek zina yaptıklarını Muhammed’e söyleyen biri erkek, diğeri kadın iki kişinin bellerine kadar bir çukur içerisine gömüldükleri ve taşlanarak (recm) öldürüldükleri anlatılır.
1608 nolu hadis: bekar bir erkeğin evli bir kadınla zina yapması üzerine, erkeğe celde uygulanması ve kadına recm uygulanması ifade edilmektedir.
 
Görüldüğü gibi İslam zina olayına büyük bir önem vermektedir. Kuran’da sadece celde (yüz sopa vurulması) ceza haddi yer alırken yukarıda verilen hadislerden yola çıkarak recm ceza haddide uygulanır İslam’da. Sonradan kaldırıldığı söylenen bir ayete dayandırılan (Yahudi şeriatından alınan) recm cezası İslam şeriatının şiddetli bir yüzü olduğu gibi, aynı zamanda istismara açık bir kapısıdırda. Zina suçları İslam şeriatında iki kategoriye ayrılmıştır; a) Muhsen: ergin, mümeyyiz, özgür ve hayatlarında evlilik geçirmiş olarak cinsel ilişkide bulunanlar (suçlunun suçu işlediği anda evli olması değil, dul olarak (hayatında evlilik içinde) cinsel ilişkide bulunmuş olması bile yeterlidir). b) Yaşamlarında evlilik içinde olmadan cinsel ilişkide bulunanlar.
 
Muhammed’ten 2500 sene önce yaşamış politeist din inancına sahip Sümerli’lerde bile suç olan tecavüzün, ilahi bir sistem olarak düşünülen İslam’da suç olarak değerlendirilmemesini basit bir hata olarak görmemekte fayda vardır.  İslam’a göre; İslamiyet evrensel ve ilahi bir din olarak İnsan’ların bütün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde, kıyamete kadar geçerli olan bir şeriatla ve eksiksiz olarak Allah tarafından Müslümanlara gönderilmiştir. Bu bakış açısıyla İslam’da suç olarak tanımlanmayan her şey meşrudur/yasaldır.
 
Tecavüz suçu Kuran içerisinde ve diğer İslam’i kaynaklarda geçmez, İslam’a göre böyle bir suçta asla yoktur. Kuran’da kavram olarak evlilik dışı her türlü ilişkinin zina olarak tanımlanması ve hadis ile diğer İslam kaynaklarında, zina’nın çeşitleri içerisinde (tecavüz dahil) her türlü evlilik akti olmayan cinsel ilişkinin zina olarak adlandırılıp ceza hadlerinin belirtilmeside, tecavüz’ün İslam şeriatı açısından suç sayılmadığını gösterir.
 
Bütün bu detaylı açıklamalardan sonra, İslam’da tecavüzün nasıl değerlendirildiğinin detaylı anlatımına geçmeden önce, İslam açısından kadın nasıl değerlendiriliyor ilk önce ona bakalım. Bakara/223 ayetinde kadınlar, erkelerin istedikleri şekilde varabilecekleri tarlaları olarak tanımlanırlar. Bu ve benzeri bir çok ayette kadınlar, erkeklerin sahip oldukları Allah’ın onlara bahşettiği güzelliklerdir İslam’a göre. Başlı başına bir konu olduğu için fazla detaya girmeden açıklayacak olursak, ayet ve hadislerde belirtilen İslami kadın anlayışı, erkek egemen bir bakış açısıyla ve erkeği her yönden memnun edecek şekilde yapılandırılmıştır. Kadın aynı zamanda namusunu korumakla görevlidir bu sistemde.
 
İslam, kadını toplumun yarım hakka sahip, erkeğin zürriyetini sürdürecek bir bireyi olarak genel tanımını yaparken, onu sık sık cinsel bir meta olmaktan öteye taşımaz. Bu yüzdende tecavüz diye bir suç kavramı geliştirmemiştir. Tecavüz diğer suçların içerisinde doğal bir sonuç ve o suçların kendisi olarak adlandırılmıştır, tanım ve tespitler tecavüz için değil bir başka suç içindir İslam şeriatında, görelim;
 
En trajik örneklerden birisi olarak Buhari’nin 1597 nolu hadisinde belirtilen ve (adalet timsali) Ömer’in iktidarı döneminde geçen bir hukuk olayı sanırım konuyu özetlemeye yetecektir; söz konusu hadiste akıl hastası bir kadına tecavüz edildikten sonra, bu olayı gören kişilerin kadını hemen alıp Ömer'in huzuruna getirerek zina nedeniyle cezalandırılmasını isterler ve Ömer’de kalabalığın da isteğine uyarak recm edilmesini emreder, sonradan olaya müdahil olan Ali ise ayetlerle açıklayarak  Ömere, kadının akli yeterliliği olmadığı için yaptığı eylemden sorumlu tutulamayacağını ve zina ile suçlanamayacağını hatırlatır, kadın bunun üzerine serbest bırakılır. Bu örnekten de anlaşılacağı gibi İslam açısından bir tecavüz vakası yoktur, onun yerine evlilik akti olmadan yapılan bir cinsel birleşme yani zina vardır.
 
İslam coğrafyasında sık karşılaşılan tecavüz vakalarına geçmeden önce tecavüz olaylarını detaylı anlatmakta fayda var. Yukarıda ki örnekte olduğu gibi gene aynı şekilde bir kadının bir başka kadına tecavüz etmeside zina olarak adlandırılır bazı İslam ülkelerinde, bazılarında ise suç sayılmaz. Bu bakış açısıyla tecavüz edilen hayvanlar’lada zina yapılmış sayılır ve yukarıdaki ceza hadleri uygulanır. Geçtiğimiz yıllarda bir Kuzey Afrika ülkesinde keçiye tecavüz eden birisinin, İslam şeriatı çerçevesinde onunla evlenmesi bu hususa güzel bir örnek teşkil eder. Hayvan kullanılarak yapılan tecavüzler zina kapsamında değerlendirilir, yani hayvan tarafından tecavüze uğrayan kişi (burada mağdur kadındır çoğunlukla) zina yapmış kabul edilir. Çocuğa tecavüz etme suçu, eylemi yapan erkek yada kadın için gene zina kapsamında ele alınır ve hemen hemen bütün vakalarda evlilikle sonuçlanır.
 
Bir tecavüz yöntemi olan livata, bir çok Arap ülkesinde ve değişik İslam coğrafyasında suç olarak tanımlanmaz, bazı Müslüman devletlerde livata başlı başına suç olarak tanımlanırken, bir çok ülkede suç kapsamında değildir, bu tip tecavüz suçları ise çoğunlukla saldırı yada yaralama kapsamında ele alınırlar. Gene bu kapsamda değerlendirilen bir başka tecavüz yöntemi ise, bir alet/obje vasıtasıyla yapılan eylemdir ve aletle/objeyle yapılan tecavüzler İslami şeriata göre saldırı ve yaralama kapsamında ele alınırlar. Günümüzde hukuk literatürüne giren sözle yapılan tecavüz kavramı’nın bir cezası yoktur İslam’da, bu konu zorlanırsa en fazla flört olarak adlandırılabilir İslam hukukuna göre, eğer kadın şikayetçi olursa erkek en fazla kadını rahatsız ettiği için şeriata göre hüküm giyer.
 
Bütün bu zina yada (İslami şeriata göre) başka bir suç şekli olarak kabul edilen tecavüz suçları dışında, birde (İslami şeriata göre ) hiçbir suç kapsamına sokulmayan tecavüz suçu vardır. Evli bir erkeğin gene evli olduğu (helal) karısına yada kölesine (cariyesine) tecavüz etmesi, İslam şeriatında yer almayan ve bir başka suçun içerisinde değerlendirilmeyen bir suçtur. Kadın eğer ekonomik yada aşiret olarak güçlüyse durumuda müsaitse, ortada da bir zina vakası olmadığı için, konuyu mihirini terk ederek mahkemeye kocasının kötü davranması nedeniyle boşanma isteği olarak getirebilir, kötü davrandığını ispatlayıp boşanabilirse kurtulur, eğer boşanamazsa tecavüzlere katlanmak zorundadır. Konu cariyeler (köle kadınlar) açısından hukuki bir zemin teşkil etmediği için tecavüz her daim kaçınılmazdır ve hiç bir hakları yoktur. Günümüzde modern İslam hukukçuları bu suçu tanımlayıp şeriat içerisine alabilmek için, çareyi beşeri hukuk içerisinde yaptıkları yorumla taziren çözmek istemişlerdir, buda erkeğin beşeri hukuka göre cezlandırılması ve kadınında bir tazminat alarak boşanmasıdır (burada terk edilen mihrin yerine tazmin için ödenir aslında tazminat), fakat uygulamada İslam coğrafyası bu öneriyi red eder ve suçun taziren değerlendirilemeyeceğini çünkü Kuran’da tanımlandığını belirtir, İslam da olmayan bir şeyin şeriata sokulamayacağını söylerler, bu yüzden son 50-60 yıldır tartışılan bu konu İslam hukukuna girmemiştir. Peki bu durumda erkeğin şer’i sözleşme ile kendisine helal olan karısına tecavüz etmesi neden bir suç ve ceza tanımına girmez ve cezalandırılamaz İslama göre? Daha önce yazıldığı gibi, İslam söz konusu durumu suç olarak tanımlamaz, yani bu vaka İslam şeriatı açısından bir suç teşkil etmez ve doğal olarakta olmayan bir suça cezada olmaz.
 
İslam coğrafyasında sıkça karşılaşılan tecavüz vakalarının büyük çoğunluğunun kökeninde, tecavüzün ayrı bir suç olarak tanımlanmayıp zina olarak ele alınması ve cezalandırılması yatmaktadır. Tecavüzcü sapık kişi, tecavüz ettiği kadın/çocuk yada hayvanı nikahına alarak (yani evlenerek) kurtulmaktadır ilk önce bu durumdan. Tecavüz edilen çocuğun durumunu anlatacak bir şey bulunamaz, yaşadığı travma bir yana çektiklerini hiçbir psikolog tam olarak anlatamaz maalesef, bu arada tecavüze uğrayan kadın/çocuk ise bir sapıkla aynı çatı altında yaşamaya zorlanarak her gün ve an saldırıya uğrar ve çifte mağdur olarak belkide ömrünün sonuna kadar tecavüzcüsü ile birlikte yaşamak ve tecavüzlere katlanmak zorunda kalır.
 
Bu hususu bilen Müslüman kadınlar ise büyük orandan tecavüzü bildirmemekte ve sineye çekmektedir. Malesef konuya vakıf olamayan çocukların vakalarında sonuç, genelde evlenme ile son bulmaktadır. Olayın bir şekilde duyulması durumunda söz konusu kadın töre cinayetine kurban gitmektedir. Ensest tecavüz saldırılarında fiili livata sık başvurulan tecavüz yöntemidir, özellikle bekar kızlara uygulanmaktadır. Tecavüzün bildirilmemesinde esas neden zina nedeniyle recm edilme korkusu oluyor çoğunlukla, bu nedenle özellikle Afganistan, Pakistan, Sudan vb. bir çok İslam ülkesinde evli kadınlara tecavüz çok sık karşılaşılan bir vaka olarak karşımıza çıkıyor. Kadın recm korkusuyla dava açamazken, kocası bu durumun altında travmaya girerek ya kadını öldürüyor yada intihar ediyor. Pakistan’daki erkek intiharlarının yarısını bu tip vakalar teşkil ediyor. Bu suçların büyük çoğunluğu basına yansımıyor, yansıyanlar ise olayı görüp konuyu adalete taşıyanlar vasıtasıyla oluyor.
 
Konuyu özetleyen bir diğer örnek ise S.Arabistan basınından; 19 yaşında bir (bakire) genç kız 6 kişi tarafından zorla bir araca bindilip, mücavir alanda toplu tecavüz edildikten sonra tekrar aynı araba ile şehre dönerken polis kontrolüne takılıyor. Yapılan sorgulamada kız tecavüze uğradığını söylüyor, 6 erkek aksi yönde yemin ediyor, kız zina suçundan 200 kırbaç cezası alıyor, erkekler serbest bırakılıyor. Konunun bir diğer boyutunuda toplu tecavüzler oluşturuyor, mağdur 4 şahid getiremediği için tecavüzü yani zinayı ispatlıyamıyor ama saldırgan tecavüzcüler 4 ve üzeri kişi olarak aksi yönde şahidlik yaptıkları için kurtuluyorlar. Tecavüze ve iftiraya uğrayan evliyse recm ediliyor, evli değilse zina nedeniyle 100 kırbaç yada değnek cezasının yanında, birde yalan yemin etmek ve iftira atmaktan dolayı üstüne en az 80 kırbaç yada değnek cezası alıyor.
 
Dikkat edileceği gibi tecavüz eden kişi (İslami şeriata göre ) çoğunlukla ceza almıyor, ceza alanlarda birkaç sopa ile yırtıyor durumu. Tecavüz diye bir suç olmadığı için İslam hukukunda cezasıda olmuyor. Evet İslam’da bir cezalandırma var ama bu cezalandırma zina için oluyor. Yukarıda da bahsedildiği gibi ‘’evlilik bağı olmadan gerçekleşen her türlü cinsel ilişki zinadır’’ doğal olarak İslamiyet bu bakış açısıyla tecavüzü cezalandırdığını söyler. İslamiyet vakaya bu şekilde yaklaşıyor ve kendine göre çözümü bulup cezalandırıyor. Olaya düz mantıkla yaklaşan Müslüman’lar ise tıpkı Ömer’in yaptığı gibi (keçi vakası dahil) her konuyu zina olarak ele alıp recm ile cezalandırıyor. Çok küçük azınlık ise Ali gibi bir takım yan unsurları değerlendiriyor.
 
İslam açısından, tecavüz suç olarak görülmüyorsa, esas olarak İslam şeriatı açısından bir sorun yoktur, çünkü ‘’vardır bir hikmeti’’ bu durumun ‘’Allah’a’’ göre. Bizzat Kuran’da yazmıyormu ‘’eksiksiz olarak yarattık’’ diye Kuran’ı, yani şeriatı eksiksiz yarattığını söyleyen ve bu vakayı suç olarak tanımlamayan ‘’Allah’ın’’ şeriatına ters düşünemiyeceğine göre İslam, gene aynı şekilde sünnette ve İslam hukukunda yer almıyorsa tecavüz diye bir suç, demekki İslam’da tecavüze meşruiyet vardır.
 
 
Kaynaklar:
1- Ömer Nasuhi Bilmen, Hukuku İslamiye ve İstilahatı Fıkhiye, C.3 sf. 26
2- Ahmet Gökçen, Tanzimat dönemi Osmanlı ceza kanunları ve bunlardaki ceza muiyyideleri, sf.3
3- Cevat Akşit, İslam ceza hukuku ve İnsani esasları, sf.77
4- Abdülkadir Udeh, Mukayeseli İslam hukuku ve beşeri hukuk sf.121
5- Ali Bardakoğlu, Türkiye Diyanet vakfı İslam Ansiklopedisi, ceza maddesi cilt7 sf. 472
6- Hüseyin Tekin Gökmen, İslam’da şahsiyet hakları, sf.75
7- Ali Şafak, Mezhepler arası mukayeseli İslam ceza hukuku, sf.104
8- Ahmet Yaşar, İslam ceza hukukunda idamı gerektiren suçlar, sf.54
9- İlk dönem İslam hukuku, yasama-yargı-yürütme. Abdülvahhab Hallaf
10- Kuran
11- Kutubusitte (Buhari) hadisleri
12- Hukuk Tarihinde İslam Hukuku, Ord.Prof.Sabri Şakir Ansay 2002 (4. Baskı)
13- İslam Hukukunda hükümlerin değişmesi açısından Hz. Ömer’in bazı uygulamaları, Doç.Dr.Muhsin Koçak, 1997
14- İslam hukukunda suçlar ve cezalar, Dr. İlhan Akbulut, 2003