26 Ocak 2011 Çarşamba

Dinlerde tanrısal gazabın kökeni yada ilkel İnsan’ın korkusunun yansımaları

Tanrı/tanrılar tüm dinsel kitaplarda anlatırlar ve övünürler geçmişte yaptıkları cezalandırma vakalarını, bilindik şeylerdir bunlar salt İslam/Hristiyan yada Yahudi din kitaplarında yazmaz, hemen hemen bilinen tüm dinlerde ve öğretilerde tanrı/tanrılar kendisine tapmayan ve emirlerine karşı gelen toplumları ve kentlerini yerle yeknesak ederler, hatta Nuh tufanında olduğu gibi, pireye kızıp yorgan bile yakarlarda tüm Dünya’yı sular altında bırakırlar, bir kavme kızıp tün canlıları yok ederek cezalandırırlar. Özetle tanrı/tanrılar tüm bu geçen zaman dilimi içerisinde kensine tapmayan yada şeriatından çıkan toplumları gazabıyla birlikte yok etmiştir, sadom-gomora kentleri, yada Yusuf’un davetine uymayan sapkın toplum gibi bir çok kavim ve kent yıkılmış ve yok edilmiştir, bir çok medeniyet ve kavim tarihte bir daha anılmamak üzere yok olmuştur bu dinsel söylemlere göre. Gerçi bu sapkın medeniyetlere baktığımızda karşımıza genelde Yahudi kavimler yada Yahudi’leri esir etmiş kavimler çıkar. Yahudi’lerle bağlantılı olmayan bir olayın kaydı neredeyse bir iki vakadır. Onlarda dolaylı olarak Yahudi’lerle ilişkilidir bir şekilde aslında.

Bu söylemin bir yan ürünü olarak ise karşımıza peygamberler-nebiler-resuller çıkar, yani sapkınlık içinde olan toplumları/kentleri uyarması için tanrı tarafından görevlendirilen İnsanlar. Yoldan çıkan toplumları ve kentleri/kavimleri tanrının/tanrıların isteklerine göre yaşamaya davet eden ve azınlıkta olan seçilmiş İnsan kitlesidir bunlar, her türlü olağan üstü beceriye sahiptirler, bir çok mucizevi numaralar yaparlar ve her birine ayrı bir yetenekte verilmiştir tanrı/tanrılar tarafından, fakat birincil görevleri sapmış/küfre dalmış/tanrının-tanrıların şeriatını yaşamayan toplumlara tanrının/tanrıların şeriatını getirirler ve o şeriatı yayarlar/duyururlar. Ortada bir sapkınlık yoksa peygamber-resul-nebide yoktur dinlere göre. Kuran’da bu durum Şuara suresi 208. Ayette; ''Bununla birlikte, biz hangi memleketi helak ettikse muhakkak onu uyarıcı (peygamberleri) olmuştur.'' şeklinde açıklanır.

İslam’a göre ise son din kendisidir ve bir daha ne din nede peygember gelecektir. Arada bir iki keramet sahibi din adamı gelebilir onlar istisna olmak kaydıyla elbette, taki mehdi gelip kıyameti duyurana kadar böyle gelmiş ve böyle gidecektir. Yani 1400 yıldır İslam’a göre ortada bir sapkınlık yoktur ve sonrasındaki zamanda yani sonsuza kadarda olmayacaktır ki bu yüzden peygamber gönderilmeyecek ve başka bir din olmayacaktır. Sadece kıyamete yakın sapkınlık olacak ve zaten mehdi gelip sapmayanları kurtaracaktır.  Ortada var olan sapkınlar içinse zaten İslam vardır, kurtuluşta doğal olarak İslam’dadır bu mentaliteye göre. Durum yaklaşık olarak kabaca bu yöndedir İslam açısından.

1- Geçmişte İslam’a göre zırt pırt kendini bozan/şaşıran/sapıtan kavimlere/kentlere ceza veren tanrı İslam’dan sonra bunu yapmayacaktır, çünkü söyleme göre ikaz etmeden/uyarmadan hiçbir kavmi/kenti cezalandırmamıştır tanrı, kıyamete kadarda bir nebi/resul/peygamber gelmeyeceğine göre sonuçta Kur’anda anlatılan tarzda bir cezlandırma bekleyemeyiz doğal olarak. Bilindik tarzda bir cezalandırma İslam’a göre zaten kıyamet olarak toptan yapılacaktır.

2- Bir çeşit saldım çayıra mevzusu varmış gibi görünsede öyle değildir aslında, İslam vardır ve uymayan sapkındır zaten. Durum ortadadır ve İslam tanrısı dilerse o kişi hak yoluna girer ve kurtulur.

3- İslam bireysel bir yapılanma ve söylemde olduğu içindir ki sadece kıyamette toplum cezalandırılır, gerisi ise sadece bireyin şahsi eylemleri ve karşılığıdır İslam’a göre.

Birde bu tanrının/tanrıların cezalandırma yöntemlerine bakmamız lazım; büyük çoğunluğu doğal afetlerdir, yer yarılır, sel olur, toprak yutar, fırtına boran olur vb. doğal afetler dışında, salgın hastalık vs. gibi birkaç değişik felakette vardır ama genel olarak doğal felaketlerdir. Yani; deprem, sel, fırtına vb. gibi doğal afetler neticesinde bu kavimler/kentler yok olmuşlardır. Bunlara örnek olsun diye İslam din adamları, Pompei vb. bir çok doğal afeti benzer cezalandırmalar olarak kıssalar halinde örneklerler.

Yaklaşık 1400 yıldır yeryüzünde bir çok doğal felaket olmuştur, hatta sakinlerinin tamamı yok olan kentler olmuştur, sık sık ve periyodik olarak belli merkezlerde doğal afetler olmuştur ve olmaktadır, mesela Japonya denilince deprem aklımıza gelir, Karaipler denilince kasırgalar, Erzurum denilince deprem, Trakya denilince sel felaketi geldiği gibi. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür, 1400 yıl boyunca  sene bazında ortalama belli bir büyüklüğün üstünde Dünya genelinde binlerce doğal afet olur. Birde bunun üstüne özellikle son yüzyıldır görülen salgın hastalıkları eklersek durum vehamet derecesine kadar çıkar. Tanrı mı cezalandırmaktadır peki bu vakalardaki toplumları/kentleri? Ama kıyamete kadar olmayacak bir olay neden olmaktadır? İslam’a göre kıyamete kadar hiçbir kavim tanrı gazabıyla yok edilmeyecekse 8 Mayıs 1902’de Martinique adasında Pelée  volkanının patlaması ile St. Pierre liman kentindeki yaşayanların neredeyse tamamının ölmesi ne anlama gelmektedir? Tıpkı Kur’anda yada diğer dinsel kitaplarda yazdığı gibi yok olmuştur halbuki St. Pierre kenti. Yada daha dün yaşadığımız körfez depreminde yaşananlar ve İslam din adamlarının bu depremle ilgili söyledikleri var en güzel örnek olarak, bugünlerde  Erzincan’ın Palu ilçesinde 4,3’lük bir deprem olmuştur ve can kaybı olmaması bizlerce tanrı uyarısı olarakmı yorumlanmalıdır?

Dinsel metinlerde ve söylemlerde karşımıza çıkan bu afet sonucu yok olma olayları hala devammı etmektedir? Hangi afet tanrı/tanrıların gazabı hangisi değildir? Bir doğal afet neye göre ceza yada bir talihsizliktir? Tüm doğal afetler tanrının gazabı ise o kavimlere/kentlere neden peygamber gönderilmemiştir? Tanrı neden hep aynı yerlere aynı gazabı göndermektedir? İslam’i tutuculuğu ile bilinen Sakarya/Erzurum vb. kentler neden sık sık depremlerle gazaba uğramaktadır? Sn. Pierre kasabasında yaşayanlar nasıl bir sapkındır bu tanrıya/tanrılara göre? Aceh gibi İslamla yönetilen bir coğrafyanın Tusunami ile gazaba uğramasının sebebi nedir? Yoksa kıyametten öncede bir tanrı/tanrıların gazabı varmıdır? Sık sık yaşanan sel felaketleri Trakya’lılar için bir uyarımıdır? Senede ortalama binlerle ifade edilen bu kadar doğal afet tanrı/tanrıların gazabımıdır? Hıristiyan tanrı haklıysa eğer bu sapkın İslam’ı neden doğal afetle yok etmez? İslam tanrısı haklıysa diğerlerine neden bunu yapmaz? Ya ortadaki doğal afetler neyin nesidir? Madem doğal afetler bir cezalandırmadır o zaman St. Pierre kenti neden gazaba uğramıştır? Üstelik bir peygamber/resul/nebi ile uyarılmadan cezalandırılmıştır?

Kaynaklar:
1-  Kuran
2-  Kutubusitte (Buhari) hadisleri
3-  Çeşitli Yönleriyle din, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Cilt: 28, Prof.Dr. Günay Tümer
4-  Dinler tarihi, Prof.Dr. Hüseyin G. Yurdaydın-Doç.Dr. Mehmet Dağ 1978
5-  Birüni’ye göre Dinler ve İslam dini, Diyanet yayınları, Dr. Günay Tümer 1975
6-  Hürriyet gazetesi, Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu 16 Mayıs 2005
7-  Bilim Teknik dergisi, Ocak 1970