Her
dinde olduğu gibi İslamda da sadece kendisine inananların mükafakatlandırılması
esastır. Özellikle ortadoğu kökenli İbrani bir din olan İslam'ın, söylem olarak
gene ortadoğu kökenli dinlerin sonuncusu olduğunu beyan etmesi kesin bir
bilgidir. İslam kendisinden önceki dinlerden farklı olarak kısmen kayıt altına alınabildiği
için öncellerinden ayrılır. Bu nedenle İslam Mekki ve Medeni ayetler olarak iki
ayrı söylemde incelenir. Gene aynı şekilde söz konusu ayetler, deklare ediliş
ve düzenleniş zamanlarına göre değerlendirilirler. Bütün bu değerlendirmeler
bir çok ayette olduğu gibi konuya özel ayetlerde de bazen çelişkileri yok
etmeye yetmez. Söz konusu ayetler Medine'de beyan edilmiştir.
Yazımından
anlaşıldığı kadarı ile Medine'ye göçten sonra ki ilk 2 yıl içerisinde
yayınlanmış olan, ''Doğrusu inananlar, Yahudiler,
Sabiiler ve Hıristiyanlar'dan Allah'a ve ahiret gününe inanan, yararlı iş yapan
kimselere korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir.'' (Maide Suresi - 69. Ayet)'inde,
müttefik arayan bir kişinin, bütün siyasi aktörlerle birlik ve beraberlik
istemini bulabiliriz. Ayet bize Müslümanlar dışındaki ayette tanımlanan zümreye
ait salih ve iyi amel işleyen kişilerin cennete gideceğini anlatır.
Medine'de
ki birinci yıldan sonra başlayan Yahudi'lerle savaşlar ve sonrasında yaşanan İslama karşı tüm cephe ile olan savaşlar
neticesinde ''Kim İslam'dan başka bir dine yönelirse, onunki kabul
edilmeyecektir. O ahirette de kaybedenlerdendir. (Ali İmran Suresi - 85. Ayet)'i
neticesinde (olması gerektiği gibi) cennete sadece Müslümanların girebileceği
beyanı ile İslam yeni bir yöne sürüklenir.
Günümüzde
geriye doğru, bu iki ayetin çelişkisi üzerinde yapılan bir tartışma kalır. Ehli
kitaba ait (o dönemde Sabii'lerde dahildir) zümre, Maide Suresi - 69. Ayet'inde
belirtildiği gibi '' Allah'a ve ahiret
gününe inanan, yararlı iş yapan kimselere korku yoktur'' şeklinde beyanla
cennete girebileceği duyururken, gene ayı zümre ''Kim İslam'dan başka bir dine
yönelirse, onunki kabul edilmeyecektir'' şeklindeki beyanla cehennemlik olarak
beyan edilmektedir. Söz konusu ayetlerden her hangi birisi iptal edilmediği
için, ayetler arası çelişkiler günümüzde de yaşamaktadır.
Kaynaklar:
1- Kuran (H.Yazır,
Diyanet, E.Yüksel, A.Gölpınarlı, S. Ateş, S. Yıldırım, Y.N.Öztürk, M. Esed,
Ö.N.Bilmen, C. Yıldırım tefsirleri)
2-
Buhari ve Kutubu Sitte hadisleri
3-
Esbab-ı Nüzul ve Kuran'ın Anlaşılması, Yakup Bıyıkoğlu, Rağbet Yayınları, 2005