25 Ocak 2013 Cuma

Haniflik, İlk Hanifler ve Hanif Din

İslam öncesi ve erken İslam döneminde, günümüzdeki anlamından farklı bir anlamda kullanılan bu sözcük, bölgede atalarının dinine inananlar için kullanılmakla birlikte o dönemde Mekke’deki herkes kendini hanif olarak tanımlamaktaydı. Bölgedeki bütün topluluklar kendilerini İbrahim’in soyuna bağlamak için Hanif olduklarını iddia ederlerken, gene aynı şekilde bütün bu dinsel kitle kendilerini Hanif dini uygulayan olarak adlandırmışlardır. İslam’ın başlangıcında, politeist olmayıp monoteist inanca sahip olan yani sadece Allah’a tapanlara Hanif denilmekteydi (Rum/30 – Nisa/4). İslam’da, Medine’deki Yahudi’lerle yapılan yerel iktidar mücadelesi ve çevredeki diğer unsurlarla yapılan dini mücadele sonucunda zamanla Hanif ve İbrahim dini özdeş olarak anlamlandırıldı.

İslam’ın ilk deklare edildiği dönemde Hicaz’da Hanif sözcüğü;
- Tek bir tanrıya tapınan kişi (dönemindeki yüzlerce tanrıdan birisi olabiliyordu)
- Sünnet olmuş kişi (Yahudiler dışında, sonradan Sabii olarak adladırılanlar, bazı politeist kabileler vb.)
- Hac yapıp, sünnet olan  ve cenabetten gusleden kişi (Politeist inanca sahip olanlar da dahildir)
- İbrahim’in ardılları olarak atalar dinine inanan kişi (burada herkes gibi İslam’da müşrik olarak adlandırılan politeist Kureyş kabileside, kendisini Hanif olarak tanımlamaktaydı)
- Dininden dönenler, başka bir dine inananlar
- Özellikle Hıristiyan’lara göre politeist (puta tapan) inanca sahip olanlar
için kitlelerce yaygın olarak kullanılmaktaydı.

Hanif kelimesi sözlükte, ‘’ayağı ters ve dönük olarak başparmaklarının sağa ve sola eğik olması – doğruluk – istikamet  ve bir şeye meyletme (iyi-kötü)’’ anlamlarında kullanılmaktadır. Süryanice ‘’hanifu’’ kelimesinden Arapça’laştırıldığı, Kenani-Arami dillerinde ‘’iki yüzlü, politeist, bidatçı’’ anlamına gelen ‘’hanef’’ kelimesinden türediği söylenmektedir. İbranice ‘’hanif’’ ‘’kafir ve münafık’’ anlamında kullanılmaktadır. İbrani, Arami ve Süryanice’de ‘’murdar’’ anlamınada gelmektedir. Arapça’da ‘’müşrik’’ anlamında da kullanılmıştır.

Sabii’lerin bir kısmına Hanif denilmekteydi, bir başka deyişle politesit Araplar içerisinde o dönem Sabii olarak adlandırılan ve 7 gök cismine tapınan’larada (İbrahim’in geldiği Harran merkezli gök cisimlerine tapınma’ya benzer) Hanif denilmekteydi. Buradaki söylem içerisinde sözcüğün hangi anlamda kullanıldığını söylemek zordur.

İlk dönem İslam ve öncesinde yaygın anlamda Hicaz’da hanif sözcüğü 3 değişik şekilde kullanılmış görünmektedir. Sözcüğün birincil anlamı ve Kuran’da geçen şekliyle doğru dine inanan, ikincil anlam olarak dininden dönen, putperest / kafir olan ve üçüncül olarakta hakaret ve alay içerikli dönek / sapıtmış manasındadır.

İslam mitolojisinde putlara tapmaya karşı çıkan ve Allah’a tapan, İbrahim’in önerdiği dine inanan anlamında bir söylem, hicri 2.YY başlarından itibaren İslam din adamlarınca geliştirilmiş ve doktrine edilmiştir. İslam tarih kitaplarında İslam öncesi 4 kişinin hanif olduğu söylenmekle beraber, bu 4 kişiden 3’ü Hıristiyan olarak yaşamıştır, bir tanesinin ise her hangi bir dine mensup olmadan öldüğü kaydedilmiştir ve bu kişi dışında Hanif olarak adlandırılabilecek başka isim mevcut değildir. Kaldı ki bu 4 kişi kendilerini Hanif olarak tanımlamamışlardır. İslam tarihinde böyle yazılmış olması, Hanif olarak adlandırılan kişilerin yekününün bu kadar olacağı anlamına gelmez. İslam Tarihi kayıtlarına göre Hicaz’da Hanif adı altında bir dinsel grup, siyasi hareket yada toplum olmamıştır.

Hanif olduğu yazılan kişilerden şair ve hatip Varaka b.Nevfel b.Esed, Muhammed’in ilk eşi olan Hatice’nin kuzenidir. Tevrat ve İncili okuduğu, Hıristiyan olduğu ve Arap harfleri ile İncili yazabildiği ve tercüme ettiği anlatılmaktadır, Mekke’nin piskoposu ve cemaatinde lideridir. Anlatılanlardan Monofizit Hıristiyan (İsa’nın tanrı olduğuna inanan) olduğu, muhtemelen Muhammed’e Hıristiyanlık hakkında bilgileri detaylı olarak anlatmış olabileceği, Muhammed’in peygamber olduğunu iddia etmesine mukabil asla Müslüman olmadığı (İslam efsanelerinde Muhammed’in beklenen peygamber olduğunu onayladığı ve tasdik ettiği söylenmektedir) rivayet edilmektedir. Bölgedeki Hıristiyan inançlar göz önünde bulundurulduğunda, günümüzde siyasi oteritenin tanıdığı kiliselerin gerçek olarak kabul ettikleri 4 kanonik İncil dışında kalan sahte yani Apokratif  İncil olarak adlandırılan bir İncil’e sahip olduğu kaçınılmazdır, aynı zamanda gene Apokratif olarak kabul edilen bir çok Hırıstiyan dini kitaba ve sözlü geleneğe sahip olduğuda kabul edilmelidir. Örneğin Mekki surelerde çok sık geçen kıyamet tasvirleri bilinen yaygın kullanılan 4 İncil’in aksine Hıristiyan kıyamet kitabı ile aynıdır.

İki Hanif kişinin ise Hıristiyan olarak yaşadıkları, birisinin Müslüman olup Habeşistan’a göç eden kafile içerisinde yer aldığı, Habeşistan’da tekrar Hıristiyan olup yaşadığı ve öldüğü, diğerinin ise Bizans’ın bölgedeki adamı olarak muhalefette olduğu (pilark olarak atandığı kayıtlarda vardır), Hıristiyan olarak yaşadığı ve  Şam’da öldürüldüğü yazılıdır. Son Hanif ise anlatılanlara göre Monoteist bir inanca tabii olmak için uğraşmış, Mekke’den ayrılmış ve gurbette ölmüştür. Muhammed bu kişinin tek bir ümmet olarak cennete alınacağını söylemiştir, bu söylemi bizlere ileten baba tarafından torunu ve dönemin siyasi muhalifi aynı zamanda Ebu Bekir’inde anne tarafından torunu olan, Ayşe’nin yeğeni Urve olması aktarımın tamamını doğru kabul etmemizi imkansız kılar. Bu dört kişinin dışında Hanif listesinde yer alan bir kişide daha sonra Muhammed ile ihtilafa düşmüş ve Muhammed’den önce peygamberliğini ilan etmiş olması neticesinde İslama muhalif olarak savaşmış ve ölmüştür.

Görüldüğü gibi günümüzdeki tez ve söylemlerin aksine, İslam öncesi ve erken İslam dönemlerinde Arap yarımadasında Hanif dini diye bir din olmadığı gibi, sadece İslam mitolojisinde karşımıza çıkan İbrahim dini diye bir din ve dinsel grupta yoktur. Aksine bölgedeki bütün Arap ve Bedevi kabileleri kendilerini İbrahim soyuna bağlamak için, İbrahim dininden Hanif olduklarını iddia etmişler, bu söylem üzerinden siyaset yapmışlar ve kendilerinin hak din olduğunu savlamışlardır. Kuran’da Duha/7 ayetinde Muhammed, İslam öncesi müşrik olarak yaşayan ve İslam’ı öğrendikten sonra hidayete eren olarak tanımlanmakta, böylece Hanif bir kitle olmadığı betimlenmektedir. Özetle, Müslüman’larda siyasi ve dinsel rakipleri Politeist Kureyş kabileside, kendisini Hanif olarak adlandırıyor ve karşısındakini müşrik olarak tanımlıyordu.

Hanif ‘lik kavramı ve söylemi, Muhammed’in Medine’deki Yahudiler’le giriştiği siyasi ve dini mücadelenin bir uzantısı olarak, Medine’ye göçten bir ila iki yıl sonra doktirine edilmeye başlamıştır, bu mücadeleye Hıristiyan’lar ve ezeli rakibi kendi kabilesi Kureyş dışında diğer kabileler ve dinlerde dahil olunca Mekke’deki son iki yıl içerisinde peygamberlik vasfı olarak başlayan söylem Medine’de asıl şeklini alarak, hanif’liğin tek ve esas din olarak bizzat İslam tanrısı tarafından İnsan’lara yaradılışla birlikte verildiği ve bunu ilk deklare edenin ise dinlerin ve orta doğulu milletlerin atası kabul edilen İbrahim olduğu söylenmekte ve buradan hareketle Muhammed’e ayrıca bir kudsiyet kazandırılmaktadır. Bu kavram ve söylem altında İslam’ın sonradan teorize ederek genel kabul görüşle inanç sitemine dahil ettiği bir  düşünce oluşturulmuştur.

Bu düşünceye göre; İslam tanrısı ilk yarattığı İnsan Adem ile birlikte, sonradan yarattıkları ve yaratacakları da dahil olmak üzere (aslında ruhları yaradılmış olanlardır, yani sadece Dünya’ya gelirken bir geçici kılıf olarak beden verilecekler demek daha doğrudur) tüm İnsan’ları Hanif olarak yaratmıştır. İslam mitolojisine göre Hanif söylemini ilk dile getiren İbrahim’dir. Kendisi tüm milletlerin atası ve aynı zamanda monoteist inancın da kurucusudur. İbrani dinlerce kutsal kabul edilen kitaplarda adı geçen yada adsız olarak belirtilen iki oğlundan birisi sonradan tüm zamanların peygamberi ve hatta tanrının ona duyduğu sevgi üzerine evreni onun için yarattığı kabul edilen Muhammed’inde atasıdır. İslama göre aslında Yahudi’lik ve Hıristiyan’lıkta hanif olarak peygamberlere indirilmiş ama korunamadığı için yerlerine Hanif’liğin en geniş ve kutsal uygulaması olan İslam dini tanrı tarafından getirilmiştir. Böylece Hanif’lik sadece dinsel bir tanım olmakla kalmayıp döneminde siyasi bir savaşın en önemli doktirini olmuş ve zamanla günümüzdeki yapısına kavuşarak, Muhammed’e ekstra bir kutsallık kazandırmakla kalmayıp, İslam mitolojisinin geçmiş ile olan bağınada bir kudsiyet kazandırmıştır.

Kaynaklar:
1- Kuran (H.Yazır, Diyanet, E.Yüksel, A.Gölpınarlı, S. Ateş, S. Yıldırım, Y.N.Öztürk, M. Esed, Ö.N.Bilmen, C. Yıldırım tefsirleri)
2- Buhari ve Kutubu Sitte hadisleri
3- Ansiklopedik Dinler Sözlüğü Hanif Maddesi, Mehmet Aydın, Nüve Kültür Mrkz. Yayınları, 2006
4- Dinler ve Mezhepler Tarihi, Muhammed Eş-Şehristani, Çev. Muharrem Tan, Işık Akademi Yayınları, 2006
5- Dinler Tarihi, Prof.Dr. Güney Tümer/Prof.Dr. Abdurrahman Küçük, Ocak Yayınları, 2002
6- Tanrı Anlayışı, Cemil Sena, Remzi Kitabevi, 1978
7- Hz. Adem’den Bugüne İslam Tarihi, Mahmud Şakir, Çev. Ferit Aydın, Kahraman yayınları, 1995
8- Birüni’ye göre Dinler ve İslam dini, Diyanet yayınları, Dr. Günay Dümer 1975
9- Dinler tarihi, Prof.Dr. Hüseyin G. Yurdaydın-Doç.Dr. Mehmet Dağ 1978
10- Büyük İslam Tarihi, İbn-i Kesir, Çağrı yayınları
11- Diyanet İslam Ansiklopedisi, Hanif maddesi, 16. Cilt
12- Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi, Ekrem Sarıkçıoğlu, Fakülte Yayınları, 2002
13- İslam Bakış Açısından Hz. İbrahim; İslam öncesi Arabistan’da monoteizm’in gelişimi üzerine düşünceler, Khalil Athamina, Çev. Ali Osman Kurt, AÜİF Dergisi, Sayı 1, 2006
14- İslam Kaynaklarına Göre Hz. İbrahim ve Haniflik, Yrd.Doç.Dr. Şaban Kuzgun, Se-Da Yayınları, 1985
15- Siyer, İbn-i İshak, Yayına Hazırlayan; Prof.Dr. Muhammed Hamidullah, Çeviren; Sezai Özel, Akabe Yayınları, 1988
16- Hz. İbrahim’in İmanı ve Tevhid Mücadelesi. Doç.Dr. Muammer Esen, AÜİF Dergisi, 52/2, 2011
17- Putlar kitabı (Kitap el-Asnam), İbn el-Kalbi, Roza Klinke-Rozenberger, Almanca-Arapça çeviri Beyza Düşüngen, AÜİF yayınları 1968
18- Cahiliye Arapları’ndaki Allah İnancının Kuran’dan Hareketle Tespitiyle İlgili Bazı Hususlar, Yrd.Doç. Dr. Zekeriye Pak, CÜİF Dergisi, Cilt 5, Sayı 1, 2001
16- Hz. Muhammed Mekke’de, W. Montgomery Watt, AÜİF yayınları no:5, çeviri: Doç.Dr. M. Rami Ayas, Doç.Dr. Azmi Yüksel, 1986
17- Kuran’ı Kerim ve Hanifler, Dr. İsmail Cerrahoğlu, AÜİF Dergisi, Cilt 11, Sayı 1, 1963
18- Cahiliye Döneminde Yesrib’in Etnik Yapısı, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C:15 Sayı:1, Yaşar Çelikkol
19- Uydurma olduğunda ittifak edilen hadisler, Aliyyül Kari, Tercüme: İbrahim Kutlay, İnkilap yayınevi 2008
20- Risalet Öncesinde Arap Yarımadasındaki Dinler ve Bir Peygamber Beklentisi FÜİF Dergisi, Yard.Doç.Dr. Sıddık Ünalan, Sayı:6
21- Hz. İbrahim, Afif Abdul Fettah Tabbara, Çev. Doç.Dr. Mehmet Aydın, AÜİF Dergisi, Cilt: 24, Sayı, 1, 1981
22- İslam Bakış Açısından Hz. İbrahim: İslam Öncesi Arabistan’da Monoteizmin Gelişimi Üzerine Düşünceler, Khalil Athamina, Çev.Dr. Ali Kurt, AÜİF Dergisi, Cilt: 47, Sayı: 1, 2006
23- İslam Öncesi Arap Toplumunun Tanrı Tasavvuru ve Bu Tasavvurun İslam’ın Tanrı Tasavvuruna Etkisi Sorunu, Dr. Resul Öztürk, Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 2, 2008
24- Cevâmi'u's-Sîre, İbn Hazm, Çev. M. Salih Arı, Çıra Yayınları, 2004
25- Kuran’ın Nüzulü Sürecinde Müslümanlarla Diğer Dini Gruplar Arasındaki İlişkilerin Kuran’a Yansıması, AÜİF Yüksek Lisans Tezi, Osman Kaya, 2004
26- Kuran’da ve Tevrat’ta Hz. İbrahim’in İnanç Konusundaki Akılcı Tutumu, SÜİF Yüksek Lisans Tezi, Enver Polatoğlu, 2006
27- Milleti İbrahim, Ebu Muhammed Asim b. Ahmet el-Makdusi, Ebabil Yayınları, 1997
28- Tarih Boyunca Tevhid Mücadelesi ve Hz. Peygamberin Hayatı, Seyyid Ebul Ala Mevdudi, Çev. Ahmet Asrar, Pınar Yayınları, 1992
29- Tarih Boyunca Mekke’nin Yönetimi, Yrd.Doç.Dr. Ahmet Vehbi Ecer, EÜSBİE Dergisi, Sayı: 3, 1989
30- Büyük İslam Tarihi (El Bidaye Ve’n Nihaye), İbn Kesir, Çev. Mehmet Keskin, Çağrı Yayınları, 1994
31- Hz. Muhammed’in Hayatı, Martin Lings, Çev. Nazife Şişman, İnsan Yayınları, 2006
32- Peygamber Külliyatı, Muhammen Bin Salih Ed-Dimaşki, Çev. Hüseyin Kaya – H.İbrahim Kaçar, Ocak Yayınları, 2004
33- Tarihü'l İslam, İmam Zehebi, Çev. Muazaffer Can, Cantaş Yayıncılık, 1996
34- İslam öncesi Mekke. Dr. Yaşar Çelikkol, Ankara okulu yayınları, 2003
35- Cahiliye’den İslam’a geçiş; Teblig ve sosyal alışkanlık, UÜİF dergisi sayı:1, cilt:14/123-142, Yard.Doç.Dr. Vejdi Bilgin