4 Ocak 2012 Çarşamba

İslam’da Cismani Bir Tanrıya'mı Tapılıyor?

Buharî ve Müslim’in sahih hadis kitaplarında “Allah Âdem’i kendi suretinde yarattı.” şeklinde bir hadis vardır. İslam din adamlarının büyük bir kısmına göre, “Suretihi” deki zamir Allah’a racidir. Hadisin tercümesi bu doğrultuda yapılmıştır. Yani ''Allah'' Ademi kendi suretinde yaratmıştır. Bir kısım azınlık İslam din adamına göre ise, oradaki zamir Adem’e racidir. Bu takdirde hadisin manası İbn Hacer vb. hadisçilere göre “Allah Adem’i, Adem’in kendi suretinde yarattı.” şeklinde olur. Bu kelime bazı bağlamlarda “yüz” mânâsına da gelmektedir. Konu İslam’a bu hadisle girmiştir, burda ki yorumlardan anlaşılacağı gibi 1400 yıldır İslam aleminin büyük çoğunluğu bu hadisten dolayı İnsanoğlunun ''Allah suretinde'' yaratıldığına inanır.

“Allah’ın benzeri, hiçbir şey yoktur; O, her şeyi hakkıyla işitir, hakkıyla görür.”(Şura suresi 11. ayet) ayetinde ki tanım ise Buharî ve Müslim’in anlatımıyla “Allah, insanı Rahman suretinde yarattı.” hadisi ile tanımlanır ve bir kısım İslam din adamı tarafından ''Allah'ın bazı sıfatlarını'' taşıyacak şekilde yaratıldığı inancına varılır.

Birkaç küçük ve kısık ses dışında İslam açısından genel inanış Buhari ve Müslim'in naklettiği hadiste olduğu gibi “Allah Âdem’i kendi suretinde yarattı.” şeklindedir. İslam tanrısının İnsan şeklinde tasvirinin en açık ifadesi söz konusu hadiste belirtilsede, Politeist din anlayışının ilk evrelerinden kalma, tanrıları İnsan özelliklerinde tasvir etme inanışının izlerini Kuran’dada sık sık görürüz.

Peki konu Kur’anda nasıl geçer?

Maide suresi, ayet 64: “ Yahudiler '‘Allah’ın eli sıkıdır’’ dediler. Dediklerinden ötürü elleri bağlansın. Lanet olsun! Hayır! Onun iki eli de açıktır, nasıl dilerse sarf eder .”

Ali İmran suresi, ayet 115: “ Doğu da batı da Allah’ındır. Nereye dönerseniz Allah’ın yüzü oradadır.”

Sad suresi, ayet 71: “ Rabbim meleklere demiş ki ‘ Ben muhakkak çamurdan insan yaratacağım.’ Onu tamamlayıp içine ruhumdan üfürdüğüm zaman derhal ona secdeye kapanın!’’

Hicr suresi ayet 27-28-29: “ Rabbin meleklere, ‘ ben balçıktan, işlenebilen kara topraktan bir insan yaratacağım, onu yapıp ruhumdan üflediğimde ona secdeye kapanın’ demişti. Ona şekil verdiğim ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın!”

Secde suresi ayet 9: Sonra onu şekillendirip ona ruhundan üfledi. Sizin için işitme, görme ve idrak duygularını yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!

Sad suresi ayet 72: Böylece onu sevva ettiğim ve onun içine ruhumdan üflediğim zaman, derhal ona secde ederek yere kapanın!

Bakara suresi ayet 30: Ve Rabbin meleklere: “Muhakkak ki Ben, yeryüzünde bir halife kılacağım.” demişti.

Görüldüğü gibi Kuran’da da İslam tanrısından el ve yüz sahibi olarak bahsederken en çok İslam tanrısının ruhundan bahseder, buradaki anlatım ve tasvirler tamamen sümer yaratılış efsanesi ile benzerlik ve hatta bazı yerlerde aynı söylemle örtüşür. Yani hadiste olduğu gibi İslam tanrısından somut şekilde eli ve yüzü olan aynı zamanda bir ruh taşıyan varlık olarak bahsedilir.

Peki konu diğer hadislerde nasıl geçer?

Fasil
:
Konu
:
Ravi
:
Hadis
:
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala Hazretleri, Hz. Adem (as)`i kendi sureti üzere ve boyunu da altmış zira olarak yaratınca: "Git, şu oturan meleklere selam ver, onların seni nasıl selamlayacaklarına da dikkat et, dinle. Zira o selam, senin ve zürriyetinin selamı olacaktır" dedi. (Bunun üzerine Adem onlara gidip): "Esselamü aleyküm!" diye selam verdi. Melekler: "Esselamü aleyke verahmetullahi" dediler ve selama mukabele ederken verahmetullahi`yi ilave ettiler. Cennete her giren Hz. Adem suretinde (ve boyu da altmış arşın boyunda) olacak. Halk şu ana kadar (boyca) hep eksilmektedir."
HadisNo
:
3382


Fasil
:
Konu
:
Ravi
:
Hadis
:
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden biri kardeşiyle dövüşünce yüze vurmaktan sakınsın." (Müslim`in rivayetinde şu ziyade var: "...Zira Allah Adem`i kendi suretinde yaratmıştır.")
HadisNo
:
3483


Fasil
:
Konu
:
Ravi
:
Hadis
:
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala, Hz. Adem (a.s)`i yarattığı ve ruh üflediği zaman, Adem hapşırdı ve elhamdülillah diyerek, izni ile Teala`ya hamdetti, Rabbi de ona: "Ey Adem, yerhamukAllah (Allah sana rahmet etsin), (mukarreb) meleklerden şu oturan gruba git ve "Esselamu aleyküm" de!" dedi. (Hz. Adem öyle yaptı. Hitab ettiği melekler): "Ve aleyke`s-selamu ve rahmetullahi ve berekatuhu!" diye karşılık verdiler. Sonra Adem (a.s) Rabbine döndü. Rabbi ona: "Bu cümle senin ve evladlarının aralarındaki selamlaşmadır" dedi. Allah Teala hazretleri, elleri kapalı olduğu halde Adem`e: "Dilediğini seç" dedi. Hz. Adem: "Rabbimin sağ elini seçtim! Rabbimin iki eli de sağdır, mübarektir" dedi. Sonra Allahu Teala hazretleri sağ elini açtı. İçinde Hz. Adem ve onun zürriyeti(nin emsalleri) vardı. Hz. Adem (a.s): "Ay Rabbim, bunlar nedir?" dedi. Rabb Teala: "Bunlar senin zürriyetindir" dedi. Her insanın iki gözünün arasında ömrü yazılıydı. Aralarında biri hepsinden daha parlak, daha nurlu idi. Hz. Adem: "Ey Rabbim! Bu kimdir?" dedi. Rabb Teala hazretleri: "Bu senin oğlun Davud`dur. Ben ona kırk yıllık ömür takdir ettim" dedi. Adem aleyhisselam: "Ey Rabbim onun ömrünü uzat!" talebinde bulundu. Rabb Teala: "Bu ona takdir edilmiş olandır!" deyince. Adem: "Ey Rabbim, ben ona kendi ömrümden altmış senesini verdim" diye ısrar etti. Bunun üzerine Rabb Teala: "Sen ve bu (talebin berabersiniz)." buyurdu. Sonra Adem cennete yerleştirildi. Allah`ın dilediği kadar orada kaldı. Sonra cennetten (arza) indirildi. Adem burada kendi ecelini yıl be-yıl sayıp hesaplıyordu. Derken ölüm meleği geldi. Hz. Adem (a.s) ona: "Acele ettin, erken geldin. Bana bin yıl ömür takdir edilmiştir" dedi. Melek: "İyi ama sen oğlun Davud`a altmış senesini verdin" dedi. Ne var ki O bunu inkar etti, zürriyeti de inkar etti; o unuttu, zürriyeti de unuttu." Resulullah (sav) ilave etti: "O günden itibaren yazma ve şahidlik emredildi."
HadisNo
:
1699


Fasil
:
Konu
:
Ravi
:
Hadis
:
Hz. Ömer (ra)`den: "Rabbim Beni Ademden, bellerinden zürriyetlerini alıp da onları nefislerine karşı şahid tutarak: "Rabbiniz değil miyim?" diye işhad ettiği vakit bela (evet) dediler: Şahidiz. "Kıyamet günü bizim bundan haberimiz yoktu" demeyesiniz. Yahud: "Ancak önceden atalarımız şirk koştular, biz ise onlardan sonra bir zürriyet idik, şimdi o batılı te`sis edenlerin yaptıklarıyla bizi helak mı edeceksin?" demeyesiniz" (A`raf 172-173) ayetinden soruldu. Hz. Ömer (ra) şu cevabı verdi: "Bu ayetten Resulullah (sav)`a da sorulmuştu. O şöyle açıkladı: "Allah Teala hazretleri, Hz. Adem`i yarattı sonra sağ eliyle meshedip ondan bir zürriyet çıkardı ve: "Bunlar cennet içindir, bunlar cennet ehlinin ameliyle amel ederler" dedi. Rabb Teala, ikinci defa sırtını okşadı, ondan bir nesil daha çıkardı ve: "Bunları da cehennem için yarattım, bunlar da cehennem ehlinin amelini işleyecekler" dedi. Cemaatten bir adam: "Ey Alla`ın Resulü! (kaderimiz ezelden yazılmış ise) niye amel ediyoruz? diye sordu. Resulullah (sav) şu açıklamayı yaptı: "Allah bir kişiyi cennet ehli olarak yaratmışsa onu cennet ehlinin amelinde çalıştırır. Öyle ki cennetliklerin bir ameli üzere ölür ve Allah da onu cennetine kor. Aksine bir kulu da cehennem ehli olarak yaratmışsa, onu da cehennemliklerin amelinde istimal eder. Öyle ki bu da cehennemliklerin bir ameli üzere ölür, Allah da onu cehenneme koyar."
HadisNo
:
613


” Allah yaratma işini bitirince sırt üstü uzandı. O sırada bir ayağını öbür ayağının üzerine koymuştu. Bunun benzerini yapmak hiç kimseye uygun değildir.” Müslim, e's­Sahih, Kitabu'I-Libas/ 72-74, hadis nô: 2099; Ebu Davud, Sünen, Kita­bu'I-Edeb/35; hadis no: 2767, Hafız Ebu Bekr Muhammed İbnü'l Hasan İbn Fürek, Müşkili'l-Hadis, tahkik: Dr. Abdul'mu'ti, s.42.

Görüldüğü gibi hadislerde İslam peygamberi Kuran’dan farklı bir şey söylemiyor. Özellikle İslam tanrısının ellerinden bahsediyor, tanrı bu ellerle alıyor,veriyor, dokunuyor ve okşuyor. Özellikle yüze vurmanın yasaklandığı hadis’in iki değişik şekilde anlatımı daha vardır, yasaklama sebebi açıkça yazıldığı gibi Adem’in Allah’ın suretinde yaratılmış olmasından kaynaklı bir korku içermesidir. Konuyu daha özel yapan esas hadis ise sona kaldı gördüğünüz gibi, nedeni belli bir kısım İslam din adamlarınca sahih sayılmamasından dolayı, Müslim gibi İslam din kaynaklarında 3. sırada güvenilir bir yazarın, bu konuda bazı din adamlarınca sahih sayılmaması oldukça gariptir, sırt üstü uzanan ve ayak ayak üstüne atan bir tanrıdan bahsediliyor çünkü. Son hadisi sahih saymasak bile ayetler ve hadisler bize yeterli bilgiyi veriyor aslında. Özellikle ayet ve hadislerde İslam tanrısından elleri olan ve ruhu olan bir varlık olarak bahsediliyor. Ellerinin içine bir şey saklıyor ve lotorya yapıyor bu tanrı. İslam tanrısı; elleri ve yüzü olan, sırt üstü uzanan, ayak ayak üstüne atan ve ruhu olan bir tanrı tüm bu yazılanlara göre.

Tüm bu yazılanlardan sonra sıra Allah’ın benzeri, hiçbir şey yoktur; O, her şeyi hakkıyla işitir, hakkıyla görür.”( Şura suresi 11. ayet) ayetinde belirtilen tanım ne anlama geliyor? Söz konusu ayet ilk olarak yukarda sayılan ayet ve hadislerle çelişmektedir, cismani bir tanrı portresi çizen bütün bu söylemler ile birlikte aynı inanç içerisinde söylenenleri yalanlamak ne kadar doğru olabilir? Yani bu kadar ayet ve hadis İslam tanrısını el, yüz, vb. bir çok cismani vasıfla tanımlarken Şura suresi 11. ayeti tüm bunları yalanlayamaz değilmi? Çünkü bu duruma dair bir neshte yok kayıtlarda. Bu ayetteki ifade ancak yaratıcı vasıflar bazında benzersizlik iddia eden bir söylem olabilir, buda bizleri o dönemde tanrı kurgulanırken İnsan vasfında bilinçli bir şekilde düşünüldü sonucuna götürür yada İslami söylemde sık sık karşılaştığımız çelişkilerden birisine.

Tüm bu gerçekler doğrultusunda, Buhari’nin hadisi sadece nakletmekle kalmayıp “Allah Âdem’i kendi suretinde yarattı.” Diye kesin bir sonuç bildirmesi aklımıza bir tek şeyi getiriyor; İlk dönem İslam algılamasında İslam tanrısı cismani bir varlık olarak algılanırken, zamanla (12. yy sonrası) tıpkı Zeus gibi gök yüzünde oturan cismani olmayan bir varlığa dönüşüyor, ayet ve hadislerdeki suret sıfatı içindeki özellikler, sıfatlarından bazıları olarak devam etmiştir. Şura suresi 11. ayet’indeki ‘’benzeri’’ sözcüğü bu anlamda ‘’rahman’’ sıfatına gönderme olarak var olmaktadır 21. yy İslam inancında.  

Kaynaklar:
1- Kuran (H.Yazır, Diyanet, E.Yüksel, A.Gölpınarlı, S. Ateş, S. Yıldırım, Y.N.Öztürk, M. Esed, Ö.N.Bilmen, C. Yıldırım tefsirleri)
2- Buhari ve Kutubu Sitte hadisleri
3- Tanrı Suretinde Yaratılma: İslam Kelamına Dair Bir Araştırma, W. Montgomery WATT, Çev. Yrd.Doç. Dr. Hüseyin Kahraman, UÜİF Dergisi, Sayı: 21, 2006
4- Yaratılış Olayı, Prof.Dr. M.Sait Şimşek, Beyan yayınları, 1998
5- Kuran’ı Kerim’de Yaratma Kavramı, Veli Ulutürk, İnsan yayınları, 1995
6- Dinler tarihi, Prof.Dr. Hüseyin G. Yurdaydın-Doç.Dr. Mehmet Dağ 1978
7- Kuran’da Allah ve İnsan, Prof.Dr.Toshihibo Izutsu, Çeviren; Doç.Dr. Süleyman Ateş, AÜİF yayınları 1975
8- Çeşitli yönleriyle Din, Prof.Dr. Günay Tümer
9- Hz. Muhammed Mekke’de, W. Montgomery Watt, AÜİF yayınları no:5, çeviri: Doç.Dr. M. Rami Ayas, Doç.Dr. Azmi Yüksel, 1986
10- Milletler ve Hükümdarlar Tarihi, Taberi, MEB yayınları, 1/2/3/4. Cilt, 1992
11- Uydurma olduğunda ittifak edilen hadisler, Aliyyül Kari, Tercüme: İbrahim Kutlay, İnkilap yayınevi 2008
12- Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi, Kabalcı yayınevi, 1-2-3. Ciltler, Mircea Eliade, 2003
13- Tarih Sumer de Başlar, S.N. Kramer, Çeviri: Hamide Koyukan, Kabalcı yayınevi, 1999
14- Hz. Adem’den Bugüne İslam Tarihi, Mahmud Şakir, Çev. Ferit Aydın, Kahraman yayınları, 1995
15- İslami tarihçiliğin doğuşu/ İlk siyer-megazi eserleri ve müellifleri, Ankara okulu yayınları,Josef Horovitz (Çev: Ramazan Altınay-Ramazan Özmen) 2002
16- Büyük İslam Tarihi, İbn-i Kesir, Çağrı yayınları